Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1997/8-685
Karar No: 1997/900
Karar Tarihi: 11.5.1997

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 1997/8-685 Esas 1997/900 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu 1997/8-685 E., 1997/900 K.

Hukuk Genel Kurulu 1997/8-685 E., 1997/900 K.

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Uzunköprü Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 11.10.1995 gün ve 1995/413 E-650 K.sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8.Hukuk Dairesi"nin 27.6.1996 gün ve 1996/1187-6537 sayılı ilamiyle; (...Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davasının yargılaması sonucunda; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık dava açma süresi geçtikten sonra açılan davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacılar temyiz etmişlerdir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık tapulama tesbitinden kaynaklanmamaktadır. Davada MK.nun 639/2. maddesine dayanıldığına göre bu davalar süreye tabi olmaksızın koşullarının oluşması halinde her zaman açılabilir. Bu itibarla süresi geçtikten sonra açılan davanın reddine dair verilen karar doğru değildir. Tapuda 1153 parsel numarası ile kayıtlı taşınmazdaki kayıt maliklerinden Mehmet Kızı Havva Aslan"a ait pay kaydının iptal ve tescili istendiğine göre bu kişinin adresinin tesbit edilerek davaya katılması, ölmüş olduğunun tespiti halinde davanın mirasçılarına yöneltilmesi, bundan sonra iddia ve savunma dairesinde taraf delilleri toplanarak işin esası hakkında hüküm verilmesi gerekir. Aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm verilmesi isabetsizdir. ..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davacılar vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Yerel mahkeme davanın kadastrodan önceki nedenlere dayandığını ve tutanağın kesinleşmesi tarihinden itibaren 10 yıl geçtiğini belirterek hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar vermiş, özel daire Medeni Kanun"un 639/2. maddesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının süreye tabi olmadığını belirterek kararı bozmuştur. Yerel mahkeme ile özel daire arasındaki uyuşmazlık, zilyetlik nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davalarında hak düşürücü süreye ilişkin kuralın uygulanıp uygulanmayacağı noktasında toplanmaktadır.

3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde "Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tesbitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeblere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz" hükmüne yer verilmiştir. Maddenin gerekçesi ise (...büyük emek ve masrafla meydana getirilen düzenli kütük ve kadastro işlemlerinin korunmasını sağlamak için, Kamu ve Özel mal ayırımı yapılmadan kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeblere dayanılarak dava açılamayacağı esası getirilmiştir. Burada kadastro işlemlerinin eski olaylara dayanılarak, süresiz olarak askıda bırakılmasının Kamu düzenini ters yönde etkileyeceği ve Kamu zararı doğuracağı gerçeğinden hareketle mülkiyet hakkı değil sadece hak arama hürriyeti kısıtlanmıştır. ..)şeklindedir.

Görüldüğü üzere Madde hükmü gerekçesi ile uyumlu olup, kanun koyucunun amacını açıkça ortaya koymaktadır.

Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık sürenin hak düşürücü süre olduğu tartışmasızdır. Hak düşürücü süreler Kamu düzenine ilişkin olup, hakimin bu süreyi kendiliğinden dikkate alması zorunludur. Hak düşürücü süre içinde kullanılmayan hakkın kendisi ortadan kalkar. Bu nedenle hak düşürücü sürelerin zamanaşımında olduğu gibi durması veya kesilmesi de söz konusu değildir. Burada Kanun koyucu büyük emek ve masraf sonucu kadastro ile oluşan sicillerin sürekli olarak tartışılmasını istememiş, bu sicillerin korunmasını amaçlayarak hak arama hürriyetini sınırlandırmıştır. O nedenle tescile tabi olan tüm taşınmazlar yönünden bu kuralın uygulanması zorunludur. Maddede hiçbir istisna hükmüne yer verilmemiştir. Bu nedenle tutanakların kesinleşmesinden 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeblere dayanılarak açılan zilyetliğe dayalı tapu iptal ve tescil davalarının da dinlenmesi mümkün değildir.

Az yukarıda açıklanan hukuki kabulün ışığında somut olaya bakıldığında çekişmeli parselin tutanağının 26.11.1979 tarihinde kesinleştiği, tapu iptal ve tescil davasının 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 3.7.1995 tarihinde açıldığı belirlenmiştir. Kadastrodan önceki zilyetlik yönünden davanın hak düşürücü süre bakımından, kadastrodan sonraki zilyetlik yönünden ise tutanağın kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 20 yıllık süre geçmediği çok açıktır. Hal böyle olunca yerel mahkemenin davayı reddetmesi doğrudur, usul ve yasaya uygun direnme kararı onanmalıdır.

SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına 11.5.1997 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi