12. Ceza Dairesi 2017/1162 E. , 2019/11932 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç :Taksirle öldürme
Hüküm :TCK’nın 85/2, 62/1, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanlar vekilinin sanığa üst sınırdan ceza verilmesi gerektiğine, sanık müdafinin cezanın adli para cezasına çevrilmemesine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Olay günü saat 15.00 sıralarında meskun mahalde bölünmüş üç şeritli yolda en sol şeridi takiben seyir halinde olan sanığın, olay mahalline geldiğinde aracının sol ön kısımlarıyla, yolun solunda bulunan dönüş cebine girmek isteyen ... idaresindeki otomobilin sağ arka kısımlarına, sol şerit üzerinde çarptığı, çarpmanın etkisiyle ...’ın aracının önce sola doğru savrularak dönüş cebindeki bordür taşlarına çarptığı daha sonra yol üzerine devrildiği ve bir kişinin ölmesi, iki kişinin basit şekilde, bir kişinin ise hayat fonksiyonlarına ağır (6.) derecede etkileyecek şekilde yaralandığı olayda, mahkemece sanığın arkadan çarpma kurallarını ihlal ederek tam kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de, araçlardaki hasar durumu, çarpmadan sonraki konumları ve tüm dosya kapsamına göre, sürücü ..."ın orta şeridi takiben seyri sırasında, yolun solundaki cebe girmek için geriden gelen aracın varlığına ve hızına rağmen sola manevra yaptığı, sanığın ise yerleşim yeri içi olan olay mahallinde hızla seyrettiği ve hızından kaynaklı sola manevra yapan araca çarpmamak için etkin tedbir alamadığı ve bu bağlamda her iki sürücünün eşit derecede kusurlu oldukları anlaşıldığından, oluşa uygun düştüğü belirlenen Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinin 15.04.2013 tarihli raporunun gözetilerek sanığın hukuki durumunun tespiti gerekirken oluşa uygun düşmeyen Karayolları Fen Heyetinin 19.11.2014 tarihli raporunun esas alınması,
2-5237 sayılı TCK"nın 53/6. maddesinde, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceğinin düzenlendiği,madde uyarınca bir mesleğin icrasının yasaklanabilmesi için o mesleğin ruhsatnameye bağlı olarak yürütülmesi gerektiği dikkate alındığında, mesleği kuyumculuk olan sanık hakkında mahkemece sürücü belgesinin geri alınmasına karar verildiği ve bununla yetinilmesi gerektiği gözetilmeden “şoförlük mesleğinin icrasından yasaklanmasına” karar verilmesi,
3-Yargılama aşamasında kendilerini tek bir vekil ile temsil ettiren ve ölenin yasal mirasçıları olan katılanlar lehine tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, her bir katılan için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 17.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.