11. Hukuk Dairesi 2016/170 E. , 2017/3388 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16.09.2015 tarih ve 2014/226-2015/674 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin yer sağlayıcı sıfatıyla faaliyet gösterdiği internet sitesi www. ... .com sayfasında müvekkili aleyhine yorum yazıldığını, davalı şirkete ait internet sitesinde yer alan içerik nedeniyle müvekkilinin kişilik haklarının saldırıya uğradığını, davalının bu filinin haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek, müvekkilinin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla, hukuka aykırı yayınların tedbiren kaldırılmasına, müvekkilinin uğradığı manevi zarar nedeniyle 30.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava tarihi itibariyle yayında olup olmadığının mahkeme kararı veya bilirkişi raporu ile belirlenmeyen içerik ile ilgili taleplerin haksız olduğunu, içeriğin tedbiren yayından kaldırıldığını bu nedenle davanın konusuz kaldığını, içeriğin internet ortamından çıkartılmasının 5651 sayılı Yasa gereği sulh ceza mahkemesinden istenebileceğini ve aynı yasa gereği yer sağlayıcılık faaliyeti yürüten müvekkilinin sorumlu olmadığını bu nedenle, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, ayrıca davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla uyuşmazlık konusu içeriğin hukuka aykırı olmadığını, müvekkili şirketin her yorumu denetleme yükümlülüğünün bulunmadığını, talep edilen tazminat tutarının fahiş olduğunu savunarak, davanın usul ve esastan reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi, uzman görüşü, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin yer sağlayıcısı olduğu internet sitesinde, davacı şirket aleyhine haksız rekabet teşkil edecek nitelikte ifadeler kullanıldığı, "ispa değil sıpa" şeklindeki hakaret içeren ifadenin niteliği, yayınlandığı sitenin takipçi sayısı, ulaştığı kitle ve etkisi dikkate alındığında makul bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 20.000,00 TL manevi tazminatın 09.09.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline, yayının kaldırılmış olması nedeniyle bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve hükmün ilanına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı şirketin yer sağlayıcısı olduğu İnternet sitesinde haksız rekabet teşkil eden yazılar yayınlandığı bu nedenle ticari itibarın zedelendiği iddiasına dayalı manevi tazminat ve yayınların kaldırılması istemlerine ilişkindir.
Davalı taraf, yer sağlayıcısı olduğu sitede kendisi tarafından davacı aleyhine bir içerik yayınlanmadığını ve üçüncü kişiler tarafından da haksız rekabet teşkil edecek nitelikte ifadeler kullanılmadığını savunmuştur. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde de dava konusu ifadelerin davalının işletmecisi olduğu www. ... .com internet sayfasında bulunmadığı ancak, ... arama motoru kanalıyla yapılan aramada davalı sitesinde “... şikayet var” başlığının yer aldığı mütalaa edilmiş ve mahkemece bu tespit nedeniyle haksız rekabet eyleminin gerçekleştiği gerekçesiyle manevi tazminata hükmedilmiştir.
Kural olarak haksız rekabet eyleminin dava tarihinden önce gerçekleştiğini ispat külfeti davacı tarafta olup, somut uyuşmazlıkta haksız rekabetin gerçekleşmiş olduğu davacı tarafından kanıtlanamadığı gibi, bir başka sitenin arama motorundan yapılan araştırmada ulaşılan “... şikayet var” ibaresinin kullanımı da doğrudan haksız rekabete yol açan bir eylem olarak nitelendirilemez. Bu durumda mahkemece kanıtlanamayan davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 05.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.