15. Hukuk Dairesi 2019/1759 E. , 2020/210 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi:Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... ve Avukat ... ile davalı .... vekili Avukat ... geldi. Diğer davalılar gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
K A R A R -
Asıl ve birleşen dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup menfi tesbit ve istirdat istemine ilişkindir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda birleşen davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, asıl davada davalı ... Makine Sanayi Ticaret Limited Şirketi hakkındaki davanın reddine, diğer davalı ... hakkındaki davanın kabulü ile dava konusu takip dayanağı çekle ilgili davacının bu davalıya borçlu bulunmadığının tesbitine, çek hamiline çek bedelinden ödenen 100.000,00 TL’sinin davalı ...’den 07.03.2013 ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fer’i nitelikteki tazminat ve çek iptâli taleplerinin reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün olmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Mahkemenin 24.02.2016 gün 2013/228 Esas, 2016/107 Karar sayılı ilk kararında asıl davada ... aleyhine açılan menfi tesbit davasının kabulüne, keşideciyi davalı şirket, hamili davalı ... olan 15.11.2012 keşide tarihli 375.000,00 TL bedelli çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tesbitine 75.000,00 TL kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir. Yerel mahkemenin ilk kararına karşı usulüne uygun tebliğe rağmen davalı ...’nin temyiz başvurusu olmamıştır. Karar davacı şirket tarafından temyiz edilerek onun yararına Dairemizin 30.11.2017 gün 2016/4453 Esas, 2017/4217 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur. Bu haliyle ilk kararda hükmedilen davalı ... aleyhine kötüniyet tazminatı davacı yararına usulî kazanılmış hak oluşturmuştur.
Bu durumda mahkemece, asıl davada hakkındaki dava kabul edilen davalı ...’nin İİK’nın 72/V. maddesi hükmünce %20 kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulması gerekirken, usulî kazanılmış hak olgusu gözden kaçırılarak davacının fer’i nitelikteki tazminat talebi kapsamında kötüniyet tazminatı isteminin reddi doğru olmamıştır.Davacının iddiası ve sunulan karar örneklerine göre, ... 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2016/4 Esas, 2019/345 Karar sayılı dosyasının dava konusundaki suç dava konusu olayla doğrudan ilgili olmadığından sonucunun beklenmesine gerek bulunmamakla birlikte, ... 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/273 Esas, 2019/290 Karar sayılı dosyasında asıl ve birleşen dosya davalılarından ... Mak. San. Tic. Ltd. Şti. vekili Avukat ...’in ... 1. İcra Müdürlüğü’nün 2012/5457 sayılı icra takip dosyasında, alacağın tamamını tahsil etmesine rağmen 100.000,00 TL dışındaki ödemeyi kabul etmeyerek icra takibine devam etmek suretiyle görevi kötüye kullanmak suçundan TCK’nın 257/1, 53/1 maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı anlaşılmaktadır. Dosyaya sunulan karar örneğinde davalı şirket vekili avukatın beraatine karar verildiği görülmekte ise de kararın kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamamaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi gereğince hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararı ile bağlı olmayıp, ceza hakiminin kusurunun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı hukuk hakimini bağlamaz ise de; ceza mahkemesinin maddi vakıanın sübutuna ilişkin mahkumiyet kararı hukuk hakimini bağlayacaktır. Doktrin ve Yargıtay uygulamaları bu doğrultudadır.Hal böyle olunca ... 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/273 Esas sayılı dosyasında davalı şirket avukatı olan sanığın mahkumiyeti halinde, takip dosyasındaki borcun, kabul edilen 100.000,00 TL dışındaki kısmının da ödendiğine dair maddi vakıayı kanıtlamış olacağından söz konusu davada verilecek karar sonucu eldeki davayı etkileyeceğinden beraat kararı verilmesine rağmen kesinleşmediğinden, kesinleşmesinin beklenmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Bu kısım talep edilmesine rağmen az yukarıda esas-karar numaraları ve sanığı belirtilen ceza davası sonucu verilen kararın HMK 165. maddesi gereğince bekletici sorun sayılarak kesinleşmesinin beklenmesi gerekirken, kesinleşmesi beklenmeden davanın sonuçlandırılmış olması da usul ve yasaya aykırı olmuştur.Kararın belirtilen sebeplerle bozulması uygun görülmüştür.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2.540,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalılardan alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 437,00 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davacıya iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 23.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.