1. Hukuk Dairesi 2019/3340 E. , 2021/1962 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Asıl davada davacı, mirasbırakan eşi...’ın 101 parsel sayılı taşınmazdaki 3 numaralı bağımsız bölümünü davalı ...’e, birleştirilen davada ise aynı yerdeki 2 numaralı bağımsız bölümünü oğlu davalı ...’a mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak temlik ettiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile..."ın terekesine döndürülmesine karar verilmesini istemiş, aşamada...’ın terekesine ... temsilci olarak atanmıştır.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, asıl ve birleştirilen davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; “...murisin 1927 doğumlu olup, uzun zamandır davacı eşiyle ayrı yaşadıkları, yalnız ve 2004 yılından beri felçli olan murisin bakıma muhtaç olup, bakımının davalı oğlu... ve diğer davalı Mükkerrem tarafından yapıldığı, öte yandan, davalı Mükkerrem’in dava konusu 3 nolu bağımsız bölüm bakımından bankadan kredi temin etmek suretiyle satış bedelini murise ödediğini savunduğu ve bu yönde banka dekontları ibraz ettiği görülmektedir....Yukarıda değinilen somut olgular, açıklanan ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde miras bırakanın dava konusu 2 nolu bağımsız bölümü temlikinde gerçek irade ve amacının diğer mirasçılardan mal kaçırma olmadığı, kendisi ile ilgilenen, bakımını yapan oğlu ...’a bakılmasından duyduğu minnet sonucu devri yaptığının kabulü gerekir. Diğer taraftan, akitte gösterilen bedel ile gerçek bedel arasında fahiş fark var ise de, bu hususun tek başına muvazaanın kanıtı sayılamayacağı da açıktır. Öte yandan, davalı ... yönünden ise, bankadan kredi alınmak suretiyle 3 nolu bağımsız bölümün bedelinin murise ödendiği, ayrıca davalı Mükkerrem’in oğlunun dedesi olan murisin bakımında diğer davalı ...’a yardım ettiği, murisin yıllar önce oğlundan boşanan davalı Mükkerrem’e bedelsiz devir yapmış olmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı sonucuna varılmaktadır. Ayrıca, her ne kadar bir kısım tanıklar murisin hukuki ehliyete haiz olmadığı yönünde beyanlarda bulunmuşlarsa da, davacının ehliyetsizlik iddiasıyla açtığı bir dava bulunmadığı gibi, daha önce murise vasi tayini için açılan Karabük Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/513 esas, 2005/834 karar sayılı dosyasında alınan Karabük Devlet Hastanesinin 23.11.2005 tarihli sağlık kurulu raporu ile mirasbırakan...’ın vasi tayinini gerektirir bir akıl hastalığının bulunmadığı belirtildiğine göre aksi yöndeki tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği de açıktır. Hal böyle olunca, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılma sonucu asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, tereke temsilcisi vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 01.04.2021 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ...ile temyiz edilen davalılar vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Tereke temsilcisinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı ve birleştirilen davada davalı vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 31.60 TL bakiye onama harcının temyiz eden asıl ve birleştirilen davada tereke temsilcisinden alınmasına, 01/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.