14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/3388 Karar No: 2016/5415 Karar Tarihi: 03.05.2016
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/3388 Esas 2016/5415 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/3388 E. , 2016/5415 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.09.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.10.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne, ... İlçesi, ... Mahallesi, 2378 ada 19 parsel sayılı taşınmazın üzerinde bulunan ortaklığın satılarak giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir. 5578 sayılı Kanunla değiştirilen 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi gereğince bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne sebeple gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların 3. şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği hükmü mevcutken, 5403 Sayılı Kanunun 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan değişiklikle "Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez. ... taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz...." şeklinde düzenleme yapıldığından artık asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale gelmiştir. Somut uyuşmazlıkta; 2378 ada 19 parsel sayılı taşınmazda borçlu (davalı) ... 47/162 oranında paydaş durumundadır. Yukarıda bahsedilen yasal değişiklikle alacaklı (davacı) tarafından borçlu ..."ın haczedilen payının doğrudan icra yolu ile satışı mümkün hale gelmiştir. Bu nedenle alacaklının (davacı) İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi gereğince yetki alarak bu parseller yönünden ortaklığın giderilmesi davası açmasında hukuki yararı kalmamıştır. Bu durumda mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 03.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.