19. Hukuk Dairesi 2015/6136 E. , 2015/9000 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun tahsili amacı ile kefil hakkında yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı vekili, müvekkilinin kredi sözleşmesinde kefil olmadığını, taşınmazını davacı banka lehine ipotek verdiğini, ipotek akit senedinde kefalet iradesinin bulunmadığını belirterek davanın reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 09/05/2012 tarih 2012/566 E. 2012/7768 K. sayılı kararı ile ; “..Hukuk Muhakemeleri Kanununun m.297/l-c hükmüne göre mahkeme kararının "Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" içermesi gerekir. Somut olayda ise, davalı vekili 22.3.2011 tarihli dilekçesi ile hem davanın esası hakkında beyanda bulunarak, davaya cevap vermiş, hem de bilirkişi raporuna itiraz etmiştir. Nitekim; davacı vekili de, 18.4.2011 tarihli dilekçesi ile davalı vekilinin cevap dilekçesine cevap vermiştir. Buna rağmen, kararın "SAVUNMA" başlıklı kısmında ""Davalı tarafa, usulüne uygun davetiye çıkarılmış, davaya cevap vermemiştir" yazılı olup, davalı vekilinin savunmalarına ilişkin gerekçede başka bir açıklama da bulunmamaktadır. Bu husus HMK"nın 297/1-c hükmüne aykırılık teşkil ettiği gibi aynı Kanunun 27/1-c hükmünde öngörülen şekli ile hukuki dinlenilme hakkına da aykırılık teşkil eder. Öte yandan, davalı vekilinin bilirkişi raporuna yönelik itirazları ek raporda da tam olarak karşılanmamış olup, söz konusu rapor Yargıtay denetimine elverişli yeterli ayrıntıyı içermemektedir. Bu nedenle mahkemece, davalı tarafın yargılama sırasında yaptığı savunmalar üzerinde de durularak, konusunda uzman yeni bir bilirkişiden veya bilirkişi kurulundan rapor alınıp, tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda; davalının 21.02.2006 tarihli ipotek akit senedi ile dava dışı şirkete kullandırılan kredinin teminatı olarak taşınmazı üzerinde davacı banka lehine ipotek tesis ettiği gibi bu sözleşmenin 2. maddesi uyarınca ipotek limiti miktarınca borca da kefil olduğu, davalının kefalet miktarı ile temerrüdünün hukuki sonuçları çerçevesinde 275.000,00 TL asıl alacak, 1.512,50 TL temerrüt faizi, 76,63 TL BSMV olmak üzere toplam 276.588,13 TL"ye yönelik itirazının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalının 275.000,00 TL asıl alacak, 1.512,50 TL temerrüt faizi, 76,63 TL BSMV olmak üzere toplam 276.588,13 TL"ye yapmış olduğu itirazın iptaline, asıl alacağın takip tarihinden itibaren yıllık %99 faiz ve %5 BSMV uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine ve davacı lehine %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
../..
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 17.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.