Hukuk Genel Kurulu 2001/7-307 E. , 2001/375 K.- KADASTRO TESPITINE ITIRAZ
- EKSIK INCELEME
"İçtihat Metni"Taraflar arasındaki "kadastro tesbitine itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Balıkesir Kadastro Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 26.11.1999 gün ve 1986/114 E- 1999/32 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar ve bir kısım müdahil davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 7.Hukuk Dairesinin 26.9.2000 gün ve 2000/2684-3987 sayılı ilamı ile;
(...Kadastro sırasında 824, 825, 826, 827, 828, 829, 830, 831, 832, 834, 835, 836, 837, 841, 846 parsel sayılı sırasıyla 251100 m2, 800 m2, 2750 m2, 2950 m2, 6100 m2, 1700 m2, 9000 m2, 1900 m2, 2200 m2, 3400 m2, 3150 m2, 3200 m2, 3900 m2, 3100 m2, 1100 m2 yüzölçümündeki taşınmazların tespiti davalı olduklarından söz edilerek malik haneleri boş bırakılmak suretiyle yapılmıştır. Tespitten önce davacılar YŞ ve arkadaşları tarafından davalılar MA ve arkadaşları aleyhlerine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan müdahalenin önlenmesi davası görevsizlik kararı ile kadastro mahkemesine aktarılmıştır. Bünyamin H.. ve arkadaşları tapu kayıtlarına, tapu dışı ifraza, paylaşmaya, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davalılar yanında davaya katılmışlardır. Mahkemece davacıların davalarının kabulüne, taşınmazların davacılar adlarına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm davalılar ve katılanlar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazların davacı tarafın dayandığı tapu kaydının kapsamında kaldığı, kaydın hukuksal değerini koruduğu gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Yargılama aşamasında davalı tarafın dayandığı K.Sani 1326 tarihli 324 sayılı sicilden gelen 15.10.1954 günlü 54 ve Temmuz 1307 günlü 40 sayılı sicilden gelen 15.10.1954 günlü 55 sayılı tapu kayıtları üzerinde durulmamış, bu kayıtların kadastroca revizyon gördüğü Tapu Sicil Müdürlüğünce bildirildiği halde gerçekten kayıtların revizyon görüp görmediği araştırılmamış, revizyon gördüğü parsellerin tutanak örneği ve dayanağı belgeleri getirtilip incelenmemiş, bu tapu kayıtlarına göre davalılar adına tespit yada tescil edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı yönü ortaya çıkarılmamıştır. Davacı tarafa ait Mayıs 314 günlü 12 sayılı tapu kaydının yapılan uygulamasında bu kaydın batı sınırını oluşturan Bereket Çayırı Yahyaağılı yolu Çobanosmanoğlu tarlası Yahyaağılı Söğütlü pınar sınırları ile tapu kaydının güney sınırında bulunan Apolyont yolunun arazi üzerinde nerede bulunduğu yönü üzerinde durulmuş; doğu kuzey sınırların arazide var olup olmadığı yönü araştırılmamış, tapu kaydının revizyon gördüğü dava dışı parseller kapsam belirlemede dikkate alınmamıştır. Davacı tarafa ait tapu kaydının doğu sınırının oluştuğu tarihte şehiryolu ve mezarlık ve Serhatlı hududu ve Kocapınar ve şahindi tarlası yerinin arazide nerede olduğu bilirkişi ve tanıklardan sorulmamış, düzenlenen haritada bu sınırlar gösterilmemiştir. Asliye Hukuk Hakimliğince yapılan 23.12.1971 günlü keşifte Söğütlü pınar yolu ile Söğütlü pınarın hem doğu hem de batı sınırda Söğütlü pınar yolu Söğütlü pınar yerlerinin belirlendiği 20.12.1971 günlü haritada gösterilmiş; bu haritada doğuda gösterilen Söğütlü pınar yolunun hükmün dayanağı 8.10.1999 günlü keşif sonucu düzenlenen 20.10.1999 günlü haritada Şamlı şehiryolu olarak gösterilmesi nedeni anlaşılamamıştır. Kaydın oluştuğu günde tapu kaydının doğu sınırında şehiryolu, mezarlık, Serhatlı hududu, Kocapınar ve Şahindi tarlası sınırları gösterildiğine göre tapu kaydında doğu sınırda gösterilen sınırların nerede olduğunun açık ve seçik araştırılması ve saptanması gerekirken bu husus açıklığa kavuşturulmadan doğu sınır isimlendirilerek sadece Şamlı şehiryolu olarak kabulü mümkün değildir. Maden Tetkik Arama Enstitüsü Genel Müdürlüğünden getirtilen onaylı haritada tapu kaydında gösterilen Şamlı şehiryolunun el yazısı ile yazılı olduğu; diğer yerleşim yerlerinin ve mevkii isimlerinin ise matbaa harfleri ile yazılı bulunduğu görülmektedir. İncelenen haritada mahkemenin kabul ettiği gibi tapu kaydında gösterilen şehiryolu Şamlı şehiryolu ise bunun da matbaa harfleri ile yazılı olması gerekir. Mahkemece yapılan keşiflerde bilgisine başvurulan tüm yerel bilirkişiler tapudaki sınırları tam olarak bilmediklerini özellikle tapuda gösterilen şehiryolunun hangi yol olduğunun söylememişler, keşif sırasında üzerinde bulundukları yolun Şamlı şehiryolu olduğunu, akılları ereli bu yolun bulunduğunu haber vermekle yetinmişlerdir. Bu ifadeleri ile tapu kaydında gösterilen şehiryolunun mahkemenin kabul ettiği Şamlı şehiryolu olduğu sonucuna varmak mümkün değildir. Davacı tarafa ait tapu kaydının revizyon gördüğü parseller dikkate alındığında arazi üzerinde birden çok yol bulunduğu görülmektedir. Bu yollardan hangisinin Şamlı şehiryolu olduğunun mahkemece araştırılması zorunludur. Nevarki, mahkemece böyle bir araştırma yapılmamıştır. Davacılara ait tapu kaydının doğu sınırını belirleyen tüm sınırların arazi üzerinde bulunması, özellikle kaydın oluştuğu gündeki şehiryolunun sınırında mezarlık bulunup bulunmadığının da üzerinde durulması gerekirken durulmamış, davacılara ait tapu kaydının kuzey sınırını oluşturan Hacı Abdullah ve Hacı Mustafa ve Kocamurat tarlaları ile Tuna pınarı sınırı da arazi üzerinde belirlenmemiş, yerel bilirkişi sözleri taşınmazın çevresinin oluşturan komşu parsellerin tutanak ve örneği dayanağı belgeleri getirtilerek denetlenmemiş, 1971 tarihinde yapılan keşifte düzenlenen harita ile hükme esas alınan keşifte düzenlenen harita arasındaki çelişkiler de giderilmemiş, tapu kaydının batı sınırında gösterilen Bereket Çayırı Yahyaağılı yolu ve Yahyağılı sınırlarının genişletilmeye elverişli sınırlardan olduğu, bu nedenle tapu kaydının miktarı ile geçerli bulunduğu dikkate alınmamıştır. O halde, öncelikle taşınmazın bulunduğu yöreye ilişkin en eski tarihli askeri harita ile memleket haritasının aslı yeniden istenilmeli, aynı zamanda davalılara ait tapu kayıtların revizyon görüp görmediği Kadastro Müdürlüğü ile Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulmalı, tapu kayıtlarının revizyon gördüğü bildirildiği takdirde tapu kayıtlarının revizyon gördüğü parsellerin tutanak örneği ve dayanağı belgeleri getirtilmeli, ondan sonra mahallinde yeniden yerel bilirkişi aracılığı teknik bilirkişi ve harita uzmanı bilirkişi huzuru ile keşif ve uygulama yapılmalı, tarafların tapu kayıtlarının revizyon gördüğü parseller de dikkate alınmak suretiyle ayrı ayrı uygulanmalı, kapsamları belirlenmeli, teknik bilirkişiye keşif ve uygulamayı gösterir harita çizdirilmeli, yerel bilirkişi sözleri ve tapu kayıtlarındaki gösterilen sınırlar askeri haritadan yararlanmak suretiyle denetlenmeli, taraf tapu kayıtlarının Rasim Paşa"dan intikalen geldiğine ve birbirini sınır gösterdiğine göre kapsamlarının içiçe girmemesi gerektiği davalı tarafa ait tapu kaydının miktarı ile geçerli olduğu dikkate alınmalı, ondan sonra toplanan deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Bu nedenlerle davalılar ve davalılar yanında davaya katılanların temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün bozulmasına...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDENLER : Davalılar ve bir kısım müdahil davalılar vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu"nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalılar ve bir kısım müdahil davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 18.4.2001 gününde, oybirliği ile karar verildi.