11. Hukuk Dairesi 2016/4481 E. , 2017/3378 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... (Kapatılan) 27. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/11/2015 tarih ve 2014/189-2015/382 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, tarafların eşit oranda ortağı olduğu dava dışı ... Ltd. Şti"nin ... Bankası"ndan kullandığı krediye müvekkili ile davalının müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla kefalet verdiklerini, bu kredinin müvekkili tarafından 31.597,86 TL ödenmek suretiyle kapatıldığını, davalının payına düşen tutarın tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptalini ve kötüniyet tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, kredi borçlusu şirketin müdürü olan davalının çekilen bu krediyi şirket faaliyeti çerçevesinde mi yoksa kişisel ihtiyaçlarına mı kullandığının tartışma konusu olduğunu, davacının ağır kusurlu ve kötüniyetli eylemleri nedeniyle kefaleten bir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini, kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, tarafların dava dışı ... Ltd. Şti."nin ... Bankası"ndan kullandığı krediye müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla kefalet verdikleri, bu sıfatla borcun tamamından sorumlu oldukları, kefillerin aleyhine icra takibine başlandıktan sonra borcun hepsini ödemeleri gerektiği, ancak bu halde kendi payından fazlasını ödeyen kefilin diğerine rücu edebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin 15.798,93 TL üzerinden devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ile davalı temyiz etmiştir.
1- Davacı, tarafların, dava dışı şirketin kullandığı krediye müştereken ve müteselsilen kefil olduklarını, kredinin davacı tarafından ödendiğini, davalının payına düşen kısım için davalı aleyhine başlatılan icra takibine itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptalini ve icra inkar tazminatının tahsilini talep etmiş olup davacı alacağı likit olduğundan icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken alacağın yargılamayı gerektirdiğinden bahisle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
2-Davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3- Ancak, davacı delilleri arasında yer alan 13.02.2014 tarihli banka dekontunda 3.404,86 TL"nin ve 14.03.2014 tarihli banka dekontunda 26.220 TL"nin "... namına ..." tarafından ödendiğine dair açıklama bulunduğu halde 14.03.2014 tarihli ve 1.973 TL tutarlı banka dekontunda "Kredi kartı borcu ödeme" açıklamasına yer verilmiştir. 05.01.2015 tarihli bilirkişi raporunda da 14.03.2014 tarihinde yapılan 1.973 TL ödemenin şahsi kredi kartı ödemesi olduğu belirtilmiştir. Bu durumda davacının kredi kartı için yaptığı ödeme düşülüp davacı tarafından tarafların müştereken ve müteselsilen kefaletine dair yapılan ödemeler üzerinden davalının sorumlu olduğu miktar belirlenip varılacak sonuca göre itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken davalının, kredi kartı ödemesinin de 1/2"sinden sorumlu olacak şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu yönden de davalı yararına bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 05.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.