Abaküs Yazılım
Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2022/1016
Karar No: 2022/1028
Karar Tarihi: 11.11.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1016 Esas 2022/1028 Karar Sayılı İlamı

Özet:


İstanbul'da görülen bir Tespit davasında, davalıların takipteki borçlardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olup olmadığının tespiti istenmiştir. Mahkeme, davanın tespit davası olması gerektiğini ancak davacının tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı sonucuna varmıştır. Bu nedenle, davanın usulden reddine karar verilmiş ve kanun maddeleri detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Kararda, HMK'nın 106 ve 114. maddeleri anlatılmış ve tespit davası açmak için özel şartlar olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, davacının hukuki yararının bulunması gerektiği vurgulanmıştır. Gereği düşünüldü ve karar verildi.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1016 Esas
KARAR NO : 2022/1028

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 09/11/2022
KARAR TARİHİ : 11/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların işçi alacaklarından borçlu bulunan .... Şirketi ile kurucu hakim ortak olan .... şirketinin tüm kazancını almış ve şirketin sorumluluğu, tüzel kişilik korumasına gizlenerek işçilik borçlarının tahsilini engellemek amacı ve işçilerin borçlarından sorumluluktan kurtulmak için tüzel kişilik perdesinin arkasına saklanmasının Yargıtay HGK kararları ve yerleşik Yargıtay İçtihatları gereği, TMK. 2. maddesi gereğince dürüstlük kurallarına aykırılık ve hakkın kötüye kullanılması olduğundan, davacıların işçi tazminat ve alacakları tahsil edilemediğinden, tüzel kişilik perdesinin aralanmasına, davalılar ..... Şirketi ile hakim ortak ....’ın, İstanbul ..... İcra Müdürlüğünün... esas sayılı ve İstanbul ..... İcra Müdürlüğünün ..... esas sayılı dosyaların borçlarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Tüzel kişiliğin perdesinin aralanması yoluyla davalıların takipteki borçlardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının tespiti istemine ilişkindir.
Tespit davalarının dinlenebilmesi için genel şartların yanında iki şarta daha ihtiyaç vardır. Bunlar özel dava şartları olup; birincisi tespit davasının konusu yalnız bir hukuki ilişki olup, ikincisi ise davacının bu hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığının hemen tespitinde hukuki bir yararının bulunması gerekliliğidir.
Hukuki ilişkiden maksat; bir kimse ile diğer bir kimse veya eşya arasında mevcut olan ve somut bir olaydan doğan hukuki ilişkidir. Her çeşit hukuki ilişki tespit davasının konusunu teşkil edebilir. Buna karşılık bir hukuki ilişki niteliğinde olmayıp maddi vakıadan ibaret olan ilişkilerin tespiti için açılan tespit davası dinlenmez. Somut bir olaya ilişkin olmayan soyut hukuki sorunların tespitini dava etmek de caiz değildir. Hukuki ilişkinin tespit davasının tarafları arasında mevcut olması da şart değildir. 3. kişilere karşı mevcut olan bir hukuki ilişki de tespit davasına konu teşkil edebilir. Hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığının tespitinin herhangi bir şekilde davacının hakları ile ilgili olması yeterlidir. Ayrıca bir hukuki ilişki için önemli olsalar dahi maddi vakıalar da yalnız başlarına tespit davasının konusunu teşkil edemezler.
Tespit davasının ikinci özel şartı davacının hukuki ilişkinin hemen tespitinde hukuki bir yararının bulunması lüzumudur.
Her dava için dava şartı olan hukuki yararın önemi, özelllikle tespit davasında kendini gösterir. Bir hukuki ilişkinin mevcut olması keyfiyeti yalnız başına tespit davası açmaya yetki vermez. Bundan başka hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığının Mahkemece hemen tespitinde davacının hukuki bir yararı bulunmalıdır. Eda davaları ve inşai davalarda davacının hukuki yararının bulunduğu karine olarak kabul edilir.
Tespit davası sonucu davacının hukuki durumunun kesin hükmü teşkil edecek şekilde tespitinden ibaret, etkileri usul hukuku alanında kalan bir müessese olup; daha kapsamlı bir hukuki himaye sağlayan yolların bulunması halinde, tespit davası açmakta hukuki yarar yoktur. Bu nedenle, davacının eda davası açabileceği hallerde bir tespit davası açmak hususunda kural olarak hukuki yararı yoktur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun ...... sayılı kararıda aynı yöndedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106. Maddesine göre “Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz.” hükmü getirilmiştir. Belirsiz alacak davasına yer veren bir sistemde değer veya miktarı henüz tespit edilemeyen talepler için de eda davası açılabileceği için kural olarak ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
Hukuki yarar ise, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için, davacının bu davayı açmakta veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte bir çıkarının bulunması anlamına gelir. Davacının dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan, korunan, bir yararı olmalı; hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalıdır. Eda davalarında ve inşai davalarda davacının hukuki yararının mevcudiyeti asıl iken, tespit davalarında böyle bir ön kabul söz konusu olmayıp, davacı tespit davası açmakta hukuki yararı olduğunu iddia ve ispat etmekle yükümlüdür. Dolayısıyla tespit davalarında her olayın özelliğine göre davacının tespit davası açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı değerlendirilmeli, özellikle eda davası açılması mümkün olan hallerde olumlu tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmelidir. Hukuki yarar HMK'nın 114. maddesi gereği dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması zorunludur.
Nitekim İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ ..... HUKUK DAİRESİ DOSYA NO: .... KARAR NO : .... emsal kararında olduğu gibi Somut olayda; davacı tarafından, dava dışı .... aleyhine fatura alacağına dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemiyle dava açıldığı, işbu davada ise davalı şirket ile itirazın iptali davasının davalısı olan şirket arasındaki organik bağın varlığının tespiti istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla davacının istemi, ancak bir eda davasında ileri sürülebilecek niteliktedir. Görülmekte olan veya açılacak bir davada iddia ve savunma olarak ileri sürülebilecek konular için ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yarar yoktur. Bu nedenle mahkemece davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. denmiştir.
Somut olayda, davacı davalıların İstanbul .... İcra Müdürlüğünün ..... esas sayılı ve İstanbul ... İcra Müdürlüğünün .... esas sayılı dosyaların borçlarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının tespitini talep etmiştir. Davacıların talebi bir edayı içermemekte, sadece tespit mahiyetindedir. Davacıların tespite ilişkin talebi ayrıca eda davasında da görülebilecek olup, usul hukukuna göre eda davası açılmasının mümkün olduğu durumlarda tespit davası açılamayacağından ve davacıların bu konuda hukuki yararı bulunmadığından bu aşamada HMK 114.madde uyarınca dava şartı olduğu da dikkate alınarak resen dosya ele alınarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK 114/1-h maddesi uyarınca hukuki yarar dava şartı yokluğundan USÛLDEN REDDİNE,
2-Davacılar tarafından yatırılan 80,70 TL peşin harcın karar ve ilam harcına mahsubuna, başkaca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacı ....'e İADESİNE,
4-HMK'nin uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince davacının talebi halinde gerekçeli kararın taraflara TEBLİĞİNE,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360'ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda tensiben oy birliğiyle karar verildi. 11/11/2022

Başkan .....
¸e-imzalıdır
Üye ....
¸e-imzalıdır
Üye .....
¸e-imzalıdır
Katip ....
¸e-imzalıdır




Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi