......

Dava, davacı murisinin Kurumun yaşlılık aylığının iptaline yönelik işleminin iptali ile ödenmeyen ölüm aylıklarının faizi ile tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece uyulan bozma ilamı sonrasında yaşlılık aylığının iptaline ilişkin kurum işleminin iptali talebinin ve kuruma borçlu olmadığının tesptine ilişkin talebin reddine, sigortalının ölüm tarihini takip eden aybaşı olan 01.09.2006 tarihi itibariyle 5402 prim ödeme gün sayısı üzerinden davacıya ölüm aylığı bağlanmasına karar verilmiş ise de; Kurumdan gelen yazı cevaplarına göre gerçek prim ödemesinin bulunduğu gün sayısısın 5060 gün olduğu belirtilmiş olduğundan mahkemece kabul edilen prime esas gün sayısı dosya kapsamı ile çelişkilidir .
Davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Yasanın 35 ve Geçici 10. maddeleri ile 41. maddesidir. 01.11.1940 doğumlu olan sigortalıya, anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde Kurumca 01.02.2003 tarihinden itibaren 5402 gün primi ödenmiş sigortalılık süresi üzerinden yaşlılık aylığı bağlandığı, 1995 yılındaki 10 adet prim ödemesinin, yapılan denetim sonucu gerçeğe aykırı olarak, bilgisayar programı sayesinde ödenmiş gibi Kurum kayıtlarına işlendiğinin belirlenmesi nedeni ile bağlanan aylığın başlangıçtan itibaren iptal edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, gerçek olmayan prim ödemelerinin kapsadığı dönem Kurumdan sorularak belirlenmeli, bu dönem haricinde, primi ödenmiş sigortalılık süresi tespit edilmeli, sigortalının yaşlılık aylığı tahsisi tarihinde yürürlükte bulunan davacının 1479 sayılı Yasanın Geçici 10. maddesinin 3. fıkrası gereği, primi ödenmiş sigortalılık süreleri üzerinden başlangıçtan itibaren tahsis şartlarının varlığı irdelenmeli, tahsis şartlarının varlığı halinde, 5402 gün primi ödenmiş sigortalılık süresi gözetilerek bağlanan aylık ile ihtilaf konusu dönem haricindeki sigortalılık süreleri gözetilerek bağlanacak olan aylık arasındaki farkların Kurumca tahsilinin mümkün olduğu gözetilmeli, davacının eldeki dava ile ölüm aylığı talebinde de bulunduğu nazara alınarak, davacının, sigortalının ölümü tarihinde yürürlükte bulunan 1479 sayılı Yasanın 41. maddesi gereği ölüm aylığı tahsisi için 5 tam yıl prim ödeme şartına tabi olduğu gözetilerek, başlangıçtan itibaren ölüm aylığı tahsisi şartları irdelenmeli, her halde davacıya prim borcunun ödendiği 10.03.2009 tarihini takip eden aybaşı olan 01.04.2009 tarihinden itibaren murisin tüm sigortalılık süresi nazara alınarak ölüm aylığı tahsisi gerektiği göz önünde bulundurularak, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, dosya kapsamında gerçek ödeme olan prim gün sayısını belirleyip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı ve davalı Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 05/04/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.



.....