Talepte bulunan davacı Maliye Hazinesi vekili Avukat G.. Y.. tarafından, davalılar Z.. G.. vdl. aleyhine 16/07/2013 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen 17/07/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, maddi tazminat istemine ilişkin olup; mahkemece, davacının ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş; karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosya kapsamından, davacının ihtiyati haciz talebinde bulunmadığı anlaşılmaktadır. 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 26. maddesinin ilk fıkrasında; “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” biçiminde düzenleme mevcuttur. Eldeki davada davacı, ihtiyati haciz talebinde bulunmadığı halde, talep varmış gibi karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA 17/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.