10. Hukuk Dairesi 2018/1767 E. , 2018/3033 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili ve davalılardan ... İnş. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 16.08.2007 tarihine meydana gelen iş kazası sonucu sürekli işgöremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelir ile yapılan masraf ve ödemelerden oluşan Kurum zararının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkin olup davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanun"un 26. maddesidir.
Söz konusu maddede öngörülen sorumluluk, kusur sorumluluğu ilkesine dayanmaktadır. 506 sayılı Yasanın 26/1 maddesinde, kastı, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi ya da suç sayılabilir bir eyleminin varlığı halinde işverenin rücu alacağından sorumluluğu, 26/2 maddesinde ise 3. kişinin sorumluluk hali düzenlenerek iş kazası veya meslek hastalığının, 3. bir kişinin kasıt veya kusuru yüzünden meydana gelmesi halinde Kurumca yapılan sigorta yardımları için zarara sebep olan 3. kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara Borçlar Kanunu hükümlerine göre rücu edileceği hususu düzenlenmiştir.
Eldeki davada, mahkemece davayla ilgili iki ayrı heyetten kusur raporu alındığı, söz konusu raporlarda sigortalının işgöremezlik durumuna girmesine neden olan olay nedeni ile açılan ceza davasında ceza alması nedeni ile davalılar ..., ... ve ...’ye kusur verildiği, raporlarda tespit edilen kusur oranlarının birbirleriyle çelişkili olduğu gibi, sigortalı tarafından ... 11. İş mahkemesinin 2008/551 Esas sayılı dosyasına kayden açılan tazminat davasının bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmakla, bu dosya da celbedilmeksizin hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla, hükme esas alınan rapor oluşa ve yerleşik yargıtay içtihatlarında belirtilen ilkelere uygun değildir;
1) 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu 74. (818 sayılı Borçlar Kanunu 53.) maddesi hükmü gereğince, hukuk hâkimi kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu ile bağlıdır. Ceza mahkemesi kendine has usuli olanakları nedeniyle hükme esas aldığı maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir. Bu nedenle, hukuk hâkiminin, ceza hâkiminin fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağı saptayan maddi vakıa konusundaki kabulü ve ceza mahkemesinin kabul ettiği olayın gerçekleşme şekli diğer bir deyişle maddi vakıanın kabulü konusunda kesinleşmiş olan bir mahkûmiyet veya maddi vakıa tespiti yapan beraat hükmüyle bağlı olacağı hem ilmi (Prof. Dr. Kemal Gözler, “Res Judicata’nın Türkçesi Üzerine”, ... Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 56, Sayı 2, 2007, s.45-61 ) hem de kökleşmiş kazai içtihatlarla benimsenmiş bulunmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01.02.2012 gün 2011/19–639 Esas, 2012/30 Kararı; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 gün ve 2009/4–13 Esas, 2009/12 Karar; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06.04.2010 gün ve 2010/2–76 Esas, 2010/77 Karar sayılı kararlarında da belirtildiği üzere düşme, takipsizlik, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar kesinleşmiş mahkûmiyet kararları olarak kabul edilemeyecektir.
Borçlar Kanununun 74. maddesi hükmüne göre, kusurun takdiri ve zarar miktarının tayini hususunda hukuk hakimi ceza mahkemesi kararı ile bağlı değil ise de ceza mahkemesinde saptanan maddi olgularla bağlı olduğundan, mahkumiyetin kesinleşmesi halinde mahkum olanlara az da olsa bir miktar kusur verilmesi gerekmektedir.
Ancak, eldeki davaya konu iş kazası ile ilgili olarak açılan ceza davacında sanıklar hakkında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına karar verilmiş olup, bu karar kesinleşmiş mahkûmiyet kararı olarak kabul edilemeyeceğinden hukuk hakimini bağlamayacaktır. Bu nedenle, ceza davasında sanık olan ..., ... ve ... yönünden mahkum oldukları gerekçesiyle kusur atfı yerinde olmayıp, anılan davalıların şahsi kusurları olup olmadığının belirlenmesi, kusurları var ise nedeninin açıklanması ve kusur oran ile aidiyetinin tespiti gerekmektedir.
2) Sigortalı veya hak sahipleri tarafından tazmin sorumluları aleyhine açılan tazminat davalarında alınan kusur tespitine ilişkin bilirkişi raporları ile ulaşılan sonuçlar, rücu davasında Kurumun taraf olmaması nedeniyle bağlayıcı nitelikte bulunmamakta, işçi sağlığı ve iş güvenliği kuralları yönünden ayrıntılı irdeleme içermesi halinde güçlü delil olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle, sigortalı tarafından ... 11. İş mahkemesinin 2008/551 Esas sayılı dosyasına kayden davalılar .... ve ... İnş. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine açılan tazminat davasına ilişkin dosyanın celbi ile kusur oran ve aidiyetlerinin tespitinde, bilirkişi tarafından değerlendirilmesi sağlanmalıdır.
3) Davalılardan ...’ nin olay tarihinde şantiye sorumlusu olmadığı iddiası araştırılarak, iş yerindeki görevi ve sıfatı tespit ile kusur durumu irdelenmelidir.
4) Kusur raporlarının, 506 sayılı Yasa, 4857 sayılı Yasa"nın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü"nün 2 vd maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasa"nın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; İhlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalı, diğer raporlar ile çelişki var ise bu çelişkinin giderilmesi sağlanmalıdır.
Yukarıdaki maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak; Mahkemece öncelikle ceza ve tazminat dosyasının celbi ile olayın gerçekleştiği iş kolunda iş güvenliği bakımından uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden uygun bir kusur raporu alınarak, var olan raporalar arasındaki farklılıkların da açıklattırılması suretiyle elde edilecek sonucu göre karar vermek gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekili ve davalılardan ... İnş. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve ... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... İnş. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile ..."ye iadesine, 05.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.