14. Hukuk Dairesi 2016/447 E. , 2016/5393 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.09.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili, duruşmasız olarak davacılar vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 03.05.2016 günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden ... vekili Av. ... ... ile karşı taraftan davacılar vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalılar ... ve ..., davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının bedelde muvazaa iddiası kabul edilerek keşifte belirlenen değer üzerinden tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ile davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Önalım hakkına konu payın dava sırasında bir başka kişiye veya satışı yapan paydaşa satılması halinde davacının 6100 sayılı HMK’nın 125. maddesi hükmü uyarınca seçimlik hakkı olduğundan dilerse davayı yeni satın alan şahsa yöneltir, dilerse davasını tazminata dönüştürerek davalı hakkındaki davasını devam ettirir. Bu nedenle davacıya seçimlik hakkını kullanması için süre verilmelidir. Önalım hakkına ilişkin payın satış yapan önceki paydaşa dönmesi davacının ilk satışla doğan önalım hakkını kullanmasına engel değildir.
Bu gibi hallerde ilk satış bedeli ile ikinci satış bedeli farklı ise davacının hangi satış bedelinden sorumlu olacağı önem kazanır. Önalım davası açıldıktan sonra davaya konu payı satın alan kimse önalım davasının açıldığını bilerek kötü niyetle ikt...p etmişse davacı daha düşük ise ilk satış sözleşmesindeki satış bedeli ile, aksi halde son satış bedeli ile sorumludur. Davacının davayı yönelttiği kimsenin kötüniyetli olduğunu iddia etmesi halinde bu iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. İkinci satış fazla bedelle ilk satan paydaşa yapılmış ise o kimse ilk satışın tarafı olduğu için kötüniyetli olduğunun kabulü gerekir. Ayrıca kötüniyetin kanıtlanmasına gerek yoktur.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Somut olayda davacılar dava dilekçesi ile paydaşı oldukları 2815 parsel sayılı taşınmazda, 12.06.2012 tarihli resmi senet ile davalı ..."in, ... ve ... adlarına kayıtlı toplamda 18/43 paylarını (..."ın 17/43 payını 23.500 TL, ..."nun 1/43 payını 1.500 TL olmak üzere) toplam 25.000 TL bedelle satın alması ve davalı ..."nun 28.8.2012 tarihli resmi senetle ..."nun 1/43 payını 1.500 TL, 24.12.2012 tarihli resmi senetle ..."nun 1/43 payını 1.000 TL bedelle satın nedeniyle önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur. Davacılar, yargılama sırasında dava konusu taşınmazdaki davalı ... adına kayıtlı 18/43 hissenin 30.01.2014 tarihli resmi senet ile 212.000 TL bedelle davalı ...’e önalım bedelini arttırmak için kötü niyetli olarak satıldığını ileri sürerek davasını HMK’nın 125. maddesince dahili davalı ...’e yöneltmiştir.
Dava açıldıktan sonra 3.9.2013 tarihinde davalılar ... ve ... adına kayıtlı paylara ihtiyati tedbir şerhi işlenmiştir. Davalılardan ..."in 23.09.2013 tarihli vekaletname ile taşınmazda adına kayıtlı payının satışı için davacı ..."a vekaletname verdiği, davacılar vekilinin 24.01.2014 tarihli dilekçesi ile taraflar arasında anlaşma olması ihtimali bulunduğundan tedbirin kaldırılmasını istemesi üzerine tedbirin kaldırıldığı ve akabinde de davalı ... adına kayıtlı 18/43 payını 30.01.2014 tarihinde ..."e satıldığı anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, tanık beyanları da dikkate alındığında davalı ..."in payını satın alan davalı ..."ün kötüniyetli olduğu anlaşılmakla önalım bedelinin 12.06.2012 tarihli ilk satış sözleşmesindeki bedel olarak kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmediğinden, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (l.) bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2.) bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.350 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalı ..."ten alınarak davacılara verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.05.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.