Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: I-O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz talebi hakkında yapılan incelemede, Mahkeme kararının 05.03.2015 tarihinde verilip, o yer Cumhuriyet Savcısının CMUK"nun 310/3. maddesindeki bir aylık temyiz süresini geçirdikten sonra 08.04.2015 tarihinde temyiz isteminde bulunduğu anlaşılmakla, temyiz isteğinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi gereğince tebliğnameye uygun olarak REDDİNE, II-Sanıklar ..., ..., ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde, Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. 1-5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2. maddesi ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenleme karşısında, önceki ve sonraki temel ceza kanunlarının ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 2-Sanıkların suça konu aracı anahtar uydurarak çaldığına ilişkin delillerin neler olduğunun karar yerinde tartışılmaması, Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 02.10.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.