14. Hukuk Dairesi 2016/460 E. , 2016/5390 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.04.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 23.07.2015 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 03.05.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı idare vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacı, 404 ada 129 sayılı parselde bulunan 1 numaralı bağımsız bölümü 24.02.2010 tarihli açık artırma ile satın aldığını, tüm edimlerini sürede yerine getirdiği halde tapu kaydına ... İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/82 Esas sayılı dosyasında konulan tedbir nedeni ile tapu devrinin yapılamadığını, durumun davalı tarafından 10.12.2013 tarihli yazı ile de kabul edilmesine rağmen davalının ihale bedelinin zamanında ödenmemesi nedeni ile 515.884,93 TL gecikme faizi talep ettiğini, ancak gecikmenin davalıdan kaynaklandığını, davacının taşınmaza konulan tedbir kararından sonra işleyen faiz ve bakiye bedeli ödemesine rağmen davalının 18.05.2014 tarihli yazı ile ihale bedelinin zamanında ödenmediğinden bahisle ihale ile yapılan satışın iptaline ve % 10 teminatın irat kaydına karar verdiğini, taşınmazın davacı adına tescilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının ihalenin iptali halinde her zaman davalıdan zararını talep edebileceği halde taşınmaz üzerindeki tedbirin varlığını gerekçe göstererek ısrarla ödeme yapmadığını, sözleşmenin asgari şartlarına dahi uymayan davacının tescil talebinin yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Davalının adına kayıtlı taşınmazı ihale ile satışa çıkardığı ve davacının da 24.02.2010 tarihli ihalede enyüksek fiyat vererek ihaleyi kazandığı, ancak davalı aleyhine dava dışı kişilerce ihalenin feshi ve iptali istemli davalar açıldığı, davacının 18.03.2010 tarihli yazı ile ihtilafın çözümlenmesinden sonra tüm edimleri yerine getireceğini davalıya bildirdiği, teminat bedelinin yükseltilmesi ile ilgili davacıya talep ettiği sürenin davalı tarafça verildiği, ayrıca bakiye bedelin ödenmesi ile ilgili davacı tarafın talep ettiği ek sürenin davalı tarafından kabul edildiği dosya kapsamı ile sabit olup davacının şartname gereği yatırması gereken peşinatları yatırdığı ancak taşınmazın eski maliki tarafından açılan ihalenin feshi davası nedeni ile davacının istediği ek sürenin davalı tarafından kabul edilmesi ile davalının satış akdinin devamına ilişkin iradesini ortaya koyduğu anlaşılmaktadır.
Taşınmazın tapu kaydına konulan tedbir nedeni ile davacıya devri mümkün olmadığı halde davacının satış bedelini ödemesi davacıdan beklenemeyecek olup davalı idare taraafından davacının 515.884,93 TL gecikme faizi ödemekle yükümlü tutulması hakkaniyete aykırıdır.
Ayrıca, davalının 18.05.2014 tarihinde satışın iptaline ilişkin işleminin iptali amacıyla davalı aleyhine davacı tarafından ... İdare Mahkemesinin 2014/1021 Esas, 2015/97 Karar sayılı dosyası ile dava açılmış ve satışın iptali işleminin iptaline karar verilmiş ve bu karar derecattan geçerek kesinleşmiştir.
Tüm bu anlatılanlar ışığında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 1.350 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere
03.05.2016 tarihinde oybirliği ile karar varildi.