11. Hukuk Dairesi 2016/483 E. , 2017/3361 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 24/04/2014 tarih ve 2014/52-2014/45 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 04.11.1998 tarihinde kurulduğunu, davalı ...’in 31.08.2004 tarihine kadar şirketin münferiden temsil ve ilzama yetkili müdürü olduğunu, ortaklığı ve müdürlük görevi devam ederken TTK"nın 547"nci maddesine aykırı şekilde aynı alanda faaliyet gösteren davalı şirketi kurduğunu, müvekkili şirketin zararına faaliyet gösterdiğini, ticari çevresinden, sırlarından ve itibarından yararlandığını, ayrıca ‘...’ markasını muvazaalı şekilde davalı şirkete devir ettiğini, bedelin düşük olduğunu, devir sözleşmesini vekil atadığı kişi ile yaptığını, ayrıca ortaklar kurulu kararı olmadan yapılan bu devrin geçerli bulunmadığını, yersiz söylentiler çıkardığını, haksız rekabette bulunduğunu, maddi ve manevi zararının doğduğunu ileri sürerek ve ıslah isteminde bulunarak, haksız rekabetin tespit ve men’ine, ‘...’ markasının devrinin iptali ile bu markanın ve logonun müvekkili adına tesciline, ‘...’ ibaresinin davalı unvanından çıkartılmasına ve kullanılmasının önlenmesine, 5 milyar TL maddi ve 10 milyar TL manevi tazminatın tahsiline ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraf şirketlerin ortaklarının aynı aileye mensup olduğunu, davacı şirketin kuruluşundan sonra 1997 yılında ailenin kararı ile davalı şirketin ... Ltd. Şti. olarak kurulduğunu, 2004 yılının Temmuzunda diğer ortakların anlamsız isnatları sonrasında anasözleşmesi tadil edilerek şimdiki unvanını aldığını, baştan beri taraf şirketlerin ticari ilişkide olduğunu, tüm iddiaların asılsız bulunduğunu, davacı şirketteki ortaklıktan ayrılma aşamasında malların taksiminde markanın müvekkiline kaldığını, bu devrin iptalini talep etmenin MK"nın 2"nci maddesiyle bağdaşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak, manevi tazminat, unvan terkini konularındaki temyiz itirazlarının reddedildiği hüküm bakımından yeniden değerlendirme ve karar verilmesine yer olmadığına; haksız rekabet ve maddi tazminat konusunda davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden taraflardan ayrı ayrı alınmasına, 05/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.