23. Hukuk Dairesi 2014/10664 E. , 2015/6310 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bakırköy(Kapatılan) 16. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 26/09/2013
NUMARASI : 2013/23-2013/63
Taraflar arasında görülen genel kurul kararının iptali davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 10.09.2014 gün ve 2369 Esas, 5470 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davalı kooperatifin üye tam sayısının 3817 olup genel kurul toplantı nisabının üye tam sayısının 1/4"ü olan 954 olduğunu,19.06.2010 tarihli genel kurulda 1101 üyenin asaleten ve vekaleten toplantıda hazır olduğunun tespit edildiğini, gündemin yönetim ve denetim kurulu üyelerinin seçimi olarak belirlenen 8. maddesinin gerek Kooperatifler Kanunu"na, gerekse de 5983 sayılı Kanun"a açıkça aykırılık oluşturduğunu, 5893 sayılı Kanun"a göre üye sayısı 500"den fazla olan kooperatiflerin yönetim ve denetim organlarının seçiminde " Toplantıya katılanlardan her biri en çok bir kişiye vekaleten oy kullanabilirler."" hükmüne yer verildiğini, oysaki genel kurul tutanağının 1. sayfasında 210 ortağın asaleten, 891 ortağın ise vekaleten temsil edildiğinin imza altına alıntığını, bu durumda kooperatifin yönetim ve denetim organlarının seçilebilmesi için öngörülen üye sayısının daha toplantının başında sağlanamadığını, bu seçimde her asil üye bir kişiye vekalet edebileceğine göre, 210 kişinin asaleten, 210 kişinin de vekaleten toplantıda hazır sayılacağını, bu durumda yönetim ve denetim organlarının seçiminde 420 kişinin hazır sayılması gerektiğine göre karar yeter sayısının sağlanamadığını, Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi Anasözleşmesinin 42. maddesine göre, yönetim ve denetim organlarının seçiminde asil ve yedek üyelerin eşit oy almaları durumunda aralarında kur"a çekimi yapılacağının kararlaştırıldığını, toplantı tutanağının 8.maddesi incelendiğinde asil üyelerin de, yedek üyelerin de 190 oy aldıklarının imza altına alındığını, eşit oy olan asil ve yedek üyeler arasında kur"a çekilmeden seçilmiş olmalarının anasözleşmeye aykırılık oluşturduğunu ileri sürerek, 19.06.2010 tarihli genel kurulun 8 nolu kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, toplantı ve karar nisabının sağlandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 5983 sayılı Kanun"un 1.maddesiyle getirilen yeni düzenlemeye göre Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri hariç olmak üzere ortak sayısı 500"den fazla olan kooperatiflerin ve üst kuruluşlarının genel kurul toplantılarındaki yönetim ve denetim kurulu belirleme seçimleri gizli oy açık tasnif esasına göre yapılıp kooperatiflerin organ seçimlerinde her ortağın en fazla bir ortağı temsilen oy kullanabileceği, bu hükmün genel kurulun toplantı nisabına ilişkin olmayıp kooperatifin yönetim kurulu ve denetçi gibi organlarının seçiminde ortakların temsilen oy kullanmalarına sınırlama getirildiği, davalı kooperatif anasözleşmesinin 33.maddesine göre genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki maddeleri görüşebilmesi için kooperatife kayıtlı ortakların en az 1/4"ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunmalarının şart olduğu, kararların genel kurulda ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan bir fazlasını oyu ile alınacağı, genel kurul toplantı tutanağında hazirun cetveline kayıtlı ve oy kullanma hakkına sahip toplam 3799 üye bulunduğu, toplantıya asaleten 210 ve vekaleten 891 üye olmak üzere toplam 1101 üyenin katıldığının anlaşıldığı, davalı kooperatifin üye sayısı 1000"in üzerinde olduğundan anasözleşmenin 29. maddesindeki bir ortağın en fazla dokuz ortağı temsil edebileceğine ilişkin hüküm uyarınca iptale konu yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin 8.gündem maddesinin görüşülmesi esnasında toplantı nisabında bir değişiklik olmayıp asıl ve yedek üyelerin seçiminde 190 oy kullanılmış olmasının toplantı nisabının gerçekleşmediği anlamına gelmediği, iptali istenen 8 nolu gündem maddesi görüşülürken 1101 üyenin temsil edilmiş olması dolayısıyla toplantı nisabının sağlandığı, karar nisabında ise asaleten katılan ortakların sayısı dikkate alındığında organ seçimi için en az 276 üyenin asaleten temsil edilmiş olması gerektiği, karar yeter sayısının toplantıda asaleten temsil edilen oylar (210 oy), vekaleten temsil edebileceği oylar (210 oy) olmak üzere toplam 420 oydan 211 olumlu oy ile oluşabileceği, genel kurul tutanaklarından yönetim kurulu üyesi seçimi ile ilgili olarak 190 oy kullanıldığı görülmekte olup, bunların asaleten mi, vekaleten mi kullanıldığının anlaşılamadığı, ancak bu sayı her halükârda 211 olan karar yeter sayısının altında olduğundan genel kurul kararının iptali gerektiği belirtilerek, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 10.09.2014 tarih ve 2396 E., 5470 K. sayılı ilamıyla onanmıştır.
Davalı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme itirazları yerinde görülmemiştir.
2-1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 45/2. maddesi, "Genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4"ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır." hükmünü; aynı Kanun"un 48. maddesi "Genel Kurulda her ortak yalnız bir oya sahiptir. (Ek fıkra:03.06.2010 - 5983 S.K./1.mad) Esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri hariç olmak üzere, ortak sayısı 500"den fazla olan kooperatiflerin ve üst kuruluşlarının genel kurul toplantılarındaki yönetim ve denetim kurulu belirleme seçimleri, gizli oy açık tasnif esasına göre yapılır. Kooperatiflerin organ seçimlerinde her ortak, en fazla bir ortağı temsilen oy kullanabilir. Anasözleşmelerin bu fıkraya aykırı hükümleri uygulanmaz." hükmünü; anasözleşmenin 24/2. maddesi ise ""Ortak sayısı 1000"i geçtiğinde her ortak en çok 9 olmak üzere 1"den fazla ortağı temsil edebilir."" hükmünü; anasözleşmenin 33. maddesinin 1. fıkrası, "Genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuları görüşebilmesi için, kooperatife kayıtlı ortaklardan genel kurula katılma hakkına sahip olanların en az 1/4"ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması şarttır. İlk ve müteakip toplantılarda da aynı nisap aranır. Genel kurulda kararlar, ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyu ile alınır."" hükmünü içermektedir. Genel kurulda, dava konusu seçim maddesinde gizli oylama ve açık tasnif kuralına uyulmuş ise de, davalı kooperatif anasözleşmesinin 24/2. maddesi, anılan Kanun"un 48. maddesindeki, organ seçimlerinde her ortağın en fazla bir ortağı temsil edebileceği hükmüne aykırı olup, anasözleşme hükmünün bu durumda uygulanamayacağı aynı 48. maddede açıkça belirtilmiştir. Örneğin, 48. madde hükmünde yapılan yasa değişikliğine uygun olarak yapı kooperatifleri anasözleşmesinin 24/2. ve 3. cümlesi, ""Ancak, ortak sayısı 500’den fazla olması halinde, yönetim ve denetim kurulu belirleme seçimleri, gizli oy açık tasnif esasına göre yapılır. Bu durumda her ortak, en fazla bir ortağı temsilen oy kullanabilir. "" hükmünü içermektedir.
Öte yandan, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi, çağrılmama, çağrının usulsüzlüğü, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmemesi veya toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddialarına, toplantıya gelmeyen ortaklar dayanabileceklerinden, ret oyu ve muhalefet şerhi koşulu bu kişiler için aranmaz ise de, dava toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılmalıdır. Bu iddialara dayanmayan üyelerin, kararların yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmesi için, toplantıya katılması, ret oyu vermesi ve karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi ve davanın toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılması gerekmektedir. Diğer anlatımla, toplantıya katılan ortaklar ret oyu kullanıp, alınan kararlara muhalif kalarak, keyfiyeti tutanağa geçirdikten sonra kararın yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğu iddiasıyla iptali için toplantıyı kovalayan günden başlamak üzere bir ay içinde dava açabilir. Somut olayda, davacı 8. Maddede alınan karara muhalefet şerhi koymuş, iptal isteminde bulunmuş ve davayı süresinde açmıştır.
Ancak, anılan 53. madde hükmü uyarınca, genel kurul toplantısına katılmaya yetkili olmıyan kimselerin toplantıya ve karara katılmış bulunmaları halinde alınan kararların yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı oldukları ileri sürülerek iptalleri için açılacak davada genel kurulda ret oyu ve muhalefette bulunmuş olma şartı aranmaz ise de, bir aylık hak düşürücü süre içinde davanın açılması zorunludur. Aynı Yasa"nın 98. maddesi yollamasıyla genel kurul ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TTK"nın 361/son maddesi hükmüne göre, oylama sonucuna etkisi olabilecek kişiler, somut olayda iddia edildiği gibi, toplantıya katılmaması gerekip te toplantıya katılan ve olumlu oy kullanan kimseler olup, davalı kooperatif bu iştirakin toplantı ve karar nisabına müessir olmadığını ispatlarsa, bu katılım sonuca etkili olmayacağından, bu halde iptal isteminin aynı madde uyarınca reddi gerekir. Diğer anlatımla, katılmaması gerekenlerin toplantıya ve karara katılması, toplantı ve karar nisabını etkiler ise butlan nedeni değil, iptal nedenidir.
Diğer yandan, anasözleşmenin 33. maddesinin son cümlesinde yer alan "Genel kurulda kararlar, ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyu ile alınır" hükmü BK"nın 18. (TBK"nın 19.) maddesi hükmü gereğince yorumlandığında ağırlaştırılmış nisap getirme amacıyla konulmamış olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Hazirun cetveli, genel kurul toplantısına iştirak eden ortaklara toplantıya katıldıklarını imzaları ile tasdik imkanı veren bir belge olup, hazirun cetvelinde imzası bulunanlara toplantıyı sonuna kadar izleme ve kararlara katılma yükümlülüğü getiren yasal veya sözleşmeye dayalı bir düzenleme mevcut değildir. Yasa ve anasözleşmede belirlenen toplantı nisabını etkilememek kaydıyla toplantıya katılan ortakların bir bölümünün genel kuruldan ayrılması mümkün bulunduğundan, toplantı ve karar nisabının da her gündem maddesinin oylamasına katılan kişilerin sayısı esas alınarak belirlenmesi gerekmektedir.
Somut olayda, kayıtlı 3799 ortaktan 210 asaleten, 891 vekaleten olmak üzere toplam 1101 ortağın katılımı ile toplantıya başlandığı anlaşılmakla birlikte, iptali istenen 8 nolu maddeden bir önceki gündem maddesi olan 7 nolu maddenin görüşülmesine 1093 sayıda ortağın katıldığı, bir sonraki gündem maddesi olan dava konusu 8 nolu maddenin görüşülmesi sırasında ayrı bir sayım yapılmadığı ve çekimser oy kullanıldığı tespitine yer verilmediği, dolayısıyla diğerlerinin toplantı salonunu terk ettiği anlaşıldığından, dava konusu 8 nolu gündem maddesinin görüşülmesine asaleten ve vekaleten toplam 1093 ortağın katıldığının kabulü gerekir. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler karşısında davalı kooperatifin yönetim ve denetim organlarının seçimine ilişkin 8. gündem maddesinin görüşülmesine asaleten katılan 210 ortaktan her biri, en fazla bir ortağı temsilen oylamaya katılabilecek olduğundan, 210 ortağın da vekaleten temsil edilebileceği, böylece toplam 420 ortak katılabilecekken katılmaya hakkı olmadığı halde 1093-420=673 ortağın vekaleten toplantıya katıldığı, böylece 3799/4=950 olan toplantı nisabının sağlanamadığı, bu durumda katılmaması gerekenlerin toplantıya katılmasının toplantı nisabını, karara katılmalarının karar nisabını etkilediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Dairemizce, ""Mahkemece, yönetim ve denetim kurulunun seçimine ilişkin 8. gündem maddesine katılmaması gerekenlerin toplantıya katılmasının toplantı nisabını, karara katılmalarının karar nisabını etkilediği gerekçesiyle iptal isteminin kabulü gerekirken, anasözleşmenin 24/2. maddesinin, Kanun"un 48. maddesinde yapılan değişikliğe aykırı olduğu gözden kaçırılarak, katılmaması gereken kişilerin sayısının toplantı nisabında dikkate alınmaması gerektiğinin ve sadece karar nisabını etkilediğinin kabulü doğru olmamış ise de, sonucu itibariyle doğru olan kararın, HUMK"nın 438/son maddesi gereğince gerekçesi değiştirilerek onanmasına karar verilmesi gerektiği belirtilerek, hükmün gerekçesi değiştirilerek onanması"" gerekirken, onanmasına karar verildiği anlaşıldığından, Dairemizin onama kararı kaldırılarak, hükmün değişik gerekçe ile onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, Dairemizin 10.09.2014 tarih ve 2369 E., 5470 K. sayılı onama ilamı kaldırılarak, yerel mahkeme kararının gerekçesi değiştirilerek ONANMASINA, 5,20 TL harç ve takdiren 248,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 06.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.