23. Hukuk Dairesi 2015/3643 E. , 2015/6307 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara(Kapatılan) 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 07/05/2013
NUMARASI : 2011/410-2013/93
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi asıl ve birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Asıl ve birleşen davada davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 20.05.2005 tarihli “Bağlantı Anlaşması” bulunduğunu, 08.06.2005 tarihli “Sistem Kullanım Anlaşması”nın ise 23.06.2010 tarihinde revize edildiğini, bu sözleşmeler kapsamında davalı tarafından sözleşmelerin 2006 yılında ihlâl edildiği gerekçesi ile müvekkiline 16.02.2011 tarih, 47.317,53 TL bedelli ve 16.02.2011 tarih, 8.588,26 TL bedelli ceza faturalarının gönderildiğini, söz konusu ceza bedeli alacaklarının zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında imzalanan anlaşmalar uyarınca herhangi bir ihlâl sebebiyle kullanıcıya cezai şart uygulanabilmesi için öncelikle uyarıda bulunulması ve bu uyarıda ihlâlin ortadan kaldırılması için makul bir süre tanınması gerektiğini ileri sürerek, müvekkilinin davalıya asıl davada 47.317,53 TL, birleşen davada 8.588,26 TL borçlu olmadığının tespitine, müvekkilinin borçlu olduğu kanaatine varılır ise, fahiş ceza faturalarının tenkisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili, “Sistem Kullanım Anlaşması”nın 10. maddesine göre maksimum enerji alış ve veriş kapasitesi aşımı nedeniyle dava konusu faturanın düzenlendiğini, hali hazırda her bir iletim sistemi kullanıcısının, herhangi bir bildirim beklemeden 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve EPDS"dan alınan lisansların gereği olarak iletim sisteminden aldıkları maksimum enerji alış kapasitesini kontrol etmekle ve anlaşma kapasitelerini korumak için azami gayreti göstermekle yükümlü bulunduğunu, ceza faturası düzenlemek için bildirim ön şartı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; taraflar arasında düzenlenen “Sistem Kullanım Anlaşması”nın 10. maddesinde kullanıcıların ilgili mevzuat, sistem bağlantı anlaşması ve bu anlaşma hükümlerinin herhangi birini ihlâl etmesi halinde, söz konusu ihlâli davalı TEİAŞ"ın uyarısına rağmen uyarıda belirtilen süre içinde sona erdirmemesi durumunda davalı TEİAŞ"ın cezai şartlar uygulayacağının belirlendiği, davalı tarafça bu şartlar yerine getirilmeden düzenlenen asıl ve birleşen davada dava konusu ceza faturalarının usulsüz olduğu gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın kabulü ile, davacının asıl davada 47.317,53 TL, birleşen davada 8.588,26 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davalı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasındaki “Sistem Kullanım Anlaşması”nın cezai şartlar kısmını düzenleyen 10. maddesi, "Kullanıcının ilgili mevzuat, taraflar arasında imzalanan Bağlantı Anlaşması ve bu Anlaşma hükümlerinin herhangi birini ihlâl etmesi, söz konusu ihlâli TEİAŞ"ın uyarısına rağmen uyarıda belirtilen süre içinde sona erdirmemesi durumunda TEİAŞ, aşağıda belirlenen cezai şartları uygulayacaktır. TEİAŞ"ın uğradığı zararlar ayrıca tazmin edilecektir." hükmünü içermektedir. Hangi ihlâlin hangi cezayı gerektireceği ve hesap şekli, bu 10. madde hükmü sonrasında tablo halinde sıralanmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu ihlâller, bu tabloda, "Kullanıcının bağlantı noktasına maksimum enerji veriş kapasitesinin üzerinde elektrik enerjisi vermesi" ve "Kullanıcının bağlantı noktasından maksimum enerji alış kapasitesinin üzerinde elektrik enerjisi alması" olarak tanımlanmış olup, tabloda bu ihlâllerin karşısında, "Her takvim yılının sonunda kullanıcının sisteme verdiği enerjinin gücünün en yüksek olduğu değerle maksimum veriş kapasitesi arasındaki her bir MW için o yılın Aralık ayı sistem kullanım fiyatına göre hesaplanan bedelin 12 misli ceza uygulanır.” ve "Her takvim yılının sonunda kullanıcının sistemden aldığı enerjinin gücünün en yüksek olduğu değerle maksimum alış kapasitesi arasındaki her bir MW için o yılın Aralık ayı sistem kullanım fiyatına göre hesaplanan bedelin 12 misli ceza uygulanır.” şeklinde ceza yaptırımlarına yer verilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırıldığı üzere, kullanıcı davacı tarafından bağlantı noktasına maksimum enerji veriş kapasitesinin üzerinde elektrik enerjisi verilmesi veya bağlantı noktasından maksimum enerji alış kapasitesinin üzerinde elektrik enerjisi alınması durumunda, davalı TEİAŞ tarafından uyarıda bulunulması, uyarıya verilen süreye rağmen ihlâlin sona erdirilmemesi durumunda ikinci bir uyarı yapılmasına ve süre verilmesine gerek kalmaksızın cezai şartın uygulanması gerekmektedir.
Somut olayda, asıl ve birleşen davada davalı TEİAŞ tarafından ilk ihlâlin gerçekleşmesi durumunda, sözleşmeye uygun bir uyarının yapıldığı yönünde herhangi bir savunma ileri sürülmemiştir.
Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.