2. Hukuk Dairesi 2021/3840 E. , 2021/5052 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kadının boşanma ve tedbir nafakası davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davacı-davalı erkeğin tedbir nafakası davasına yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
6100 sayılı HMK"nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun"un 44. maddesi ile de 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu"na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu"nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür. Karar tarihi itibarıyle bu miktar " 78.630,00 TL"" olarak belirlenmiştir.
Somut olayda; davalı-davacı kadının tedbir nafakası davasında, mahkemece kısmen kabulüne karar verilen miktar 2.400,00 TL olup, bölge adliye mahkemesince tedbir nafakası davasına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle, davacı-davalı erkeğin, tedbir nafakası davasına ilişkin karara yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-İlk derece mahkemesince, davalı-davacı kadının tam kusurlu olduğu kabul edilerek davacı-davalı erkeğin boşanma davasının kabulüne, davalı-davacı kadının boşanma davasının ve birleşen tedbir nafakası davasının reddine, erkek lehine maddi ve manevi tazminata (T.M.K m.174/1-2) karar verilmiş, davalı-davacı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesince yapılan inceleme üzerine; tarafların eşit kusurlu olması sebebiyle her iki tarafın boşanma davalarının ve kadının birleşen tedbir nafakası davasının kabulüne, kadın lehine yoksulluk nafakasına (T.M.K m.175) ve tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, diğer istinaf talepleri reddedilmiştir.
Davacı-davalı erkek tarafından, kadının boşanma ve tedbir nafakası davası yönünden temyiz talebinde bulunulmuştur.Bölge adliye mahkemesince, davacı-davalı erkeğin ""Gelin kardeşinizi götürün"" diyerek eşini evden kovduğu ve eşine baskı yaptığı gerekçesiyle kadının davasının kabulune karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delilerden, davacı-davalı erkeğe bölge adliye mahkemesince yüklenen bu kusurlu davranışların ispatlanmadığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı kadının tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda açıklanan sebeple davalı-davacı kadının boşanma davasının reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru değil ise de; erkeğin davasının kabulü suretiyle verilen boşanma hükmü, temyizin kapsamı dışında bırakılmak suretiyle kesinleştiğinden, kadının boşanma davası konusuz hale gelmiştir. Bu sebeple mahkemece, kadının boşanma davası yönünden dava konusuz kaldığından "Karar verilmesine yer olmadığına" dair hüküm kurmak ve davadaki haklılık durumuna göre yargılama giderleri ve vekalet ücreti konusunda karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
3-Boşanmaya sebep olan olaylar da yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere davalı-davacı kadın tamamen kusurlu olduğundan, boşanma yüzünden mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan, davacı-davalı erkek yararına Türk Medeni Kanununun 174/1-2 maddesi gereğince uygun mıktarda maddi ve manevi tazmınat takdir edilmesi gerekirken, erkeğin bu isteğinin hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
4- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. (TMK m. 175) Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere, Türk Medeni Kanunu"nun 175. maddesi koşulları tam kusurlu davalı-davacı kadın yararına gerçekleşmemiştir. O halde, davalı-davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Davacı-davalı erkeğin tedbir nafakası davasına ilişkin temyiz dilekçesinin yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple REDDİNE, temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) , (3.) ve (4.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 21.06.2021 (Pzt.)