16. Ceza Dairesi Esas No: 2018/5392 Karar No: 2018/5566 Karar Tarihi: 27.12.2018
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/5392 Esas 2018/5566 Karar Sayılı İlamı
Özet:
16. Ceza Dairesi'nde görülen bir davada sanık, silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan mahkum edilmiştir. Temyiz başvurusu sonucunda mahkumiyet kararı esastan reddedilmiştir. Ancak verilen cezanın hukuka, vicdana ve dosya kapsamına uygun olmadığı gerekçesiyle hüküm BOZULMUŞTUR. Kararda TCK'nın 314/2, 62, 53, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri gereğince karar verildiği belirtilmektedir. Ayrıca Anayasanın 138/1. maddesi, TCK'nın 61. maddesi, 3/1. maddesi ve orantılılık ilkesinin suçun işleniş biçimi, zaman ve yer, kastın ağırlığı gibi unsurları da dikkate alarak cezanın belirlenmesi gerektiği vurgulanmıştır.
16. Ceza Dairesi 2018/5392 E. , 2018/5566 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : TCK"nın 314/2, 62, 53, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Bylock tespit ve değerlendirme tutanağı beklenilmeden karar verilmesi sanığın ikrarı nazara alındığında sonuca etkili görülmemiştir. Sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK"nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, konusunun önem ve değeri, meydana getirdiği tehlike ile sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik de göz önünde bulundurularak; hukuka, vicdana, dosya kapsamına uygun alt sınırdan makul düzeyde uzaklaşarak bir cezaya hükmedilmesi gerekirken teşdidin derecesinde yanılgıya düşülerek fazla ceza tayin edilmesi, Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebepten dolayı hükmün CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, verilen ceza miktarı ile tutuklulukta geçirilen süre ve mevcut delil durumu dikkate alınarak sanık müdafiinin tahliye talebinin REDDİNE, 27.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.