11. Hukuk Dairesi 2016/627 E. , 2017/3349 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 08/07/2015 tarih ve 2014/292-2015/219 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2002 yılından bu yana güzellik sorunları ile ilgili etkin ve uzun vadeli çözümler sunan bitkisel içerikli ürünler geliştirerek 150 ülkede tüketiciyle buluşturduğu, yaptığı çalışmalar neticesinde markalarına ayırt edici özellik kazandırdığı, müvekkilinin başta “...”, “... ...”, “...”, “...” markaları olmak üzere pek çok tescilli markasının bulunduğu, davalının müvekkilinin markaları ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olan 2012/32166 sayılı “...” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilinin itirazı üzerine itirazın YİDK kararı ile red edildiğini, dava konusu markanın müvekkilinin markaları ile harf dizilimi, görünüşleri ve okunuşları itibarı ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu, davalının müvekkiline ait markanın ayırt edilemeyecek kadar benzerini tescil ettirmek için müracaat etmesinin kötü niyetli olduğu, müvekkilinin markasının tanınmış olduğunu iddia ederek ... YİDK kararının iptali ile markanın tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkilinin dava konusu marka başvuru ile davacının itirazlarına gerekçe yapılan markaların tek ortak yanının “bio” ibaresi olduğunu, yaygın kullanımı olan bu ibarenin bir markaya tek başına ayırt edicilik sağlayamayacağını, markalarda asıl bakılması gereken ibarelerin “bio” ibaresinin ardından gelen ibareler olduğunu, farklılığının tüketici tarafından da algılanabileceğini, “bio” ibaresinin doğal yaşam anlamlarında kullanılan ve tek bir kişinin tekeline verilecek ibarelerden olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, YİDK kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu söyleyerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava YİDK kararının iptali ile markanın hükümsüzlüğüne ilişkin olduğu, davacının tanınmışlık ve kötü niyet yönündeki iddialarının kanıtlanmadığı, davalının 2012/32166 sayılı "..." ibareli marka başvurusu ile davacının ""..., ..., ..., ... ..., ..., ...,"" ibareli markaları ile aynı/aynı tür malları kapsadığı, marka işaretleri arasında ayniyet ya da ayırt edilemeyecek kadar benzerlik bulunmadığı, ortak kullanımı nedeniyle tek başına ayırt ediciliği bulunmayan ""..."" ibaresinin ortak olması nedeniyle işaretler bazında bir benzerliğin olmadığı, ilgili tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 7/1-b ve 8/1-a maddeleri anlamında bir iltibas bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 05/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.