Davacı K.. B.. vekili Avukat S.. N.. tarafından, davalılar S.. İ.. vd. aleyhine 23/11/2010 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine dair verilen 26/11/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının diğer temyizleri yönünden; Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, İİK"nun 89/3 maddesinden kaynaklanan menfi tespit istemiştir. Mahkemece 15 günlük hak düşürücü sürede davanın açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine ve %40 tazminatın davacıdan alınıp davalıya ödenmesine karar verilmiştir. 2004 sayılı İİK"nun 89/3. maddesinde “...Üçüncü şahıs açtığı bu davayı kaybederse, mahkemece, dava konusu şeyin yüzdekırkından aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkum edilir ...” hükmü gereğince tazminata karar verilmişse de, bu tazminat ancak davanın esastan incelenip karar verilmesi durumunda davadaki haklılık durumuna göre verilebilecek bir tazminat türüdür. Oysa mahkemece henüz esasa girilmeden hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. O halde karar tarihinde henüz tarafların haklılık durumu anlaşılamadığından %40 tazminata karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın (2) no"lu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, (1) no"lu bentte gösterilen nedenlerle davacının diğer temyiz istemlerinin reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.