
Esas No: 2014/14600
Karar No: 2015/9954
Karar Tarihi: 05.05.2015
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/14600 Esas 2015/9954 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 05/06/2007-23/10/2012 tarihleri arasında geçen geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan kurum vekilince ve .... tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı işyeri nezdinde 05/06/2007-23/10/2012 tarihleri arasında çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacıya ait herhangi bir sigortalılık tescil kaydının olmadığı, işyerinin 03/08/2010-22/08/2011 tarihleri arasında hazır giyim perakende satışı faaliyetinden dolayı Kanun kapsamına alınmış olduğu, davalı işyeri sahibinin vergi mükellefiyet kaydının 13/07/2005 tarihinde başlamış olduğu, 2010/8.-2011-3. aylarına ait davalı işyeri dönem bordrolarının getirtildiği, yapılan zabıta araştırmaları neticesi tanıklık yapabilecek herhangi bir kişiye ulaşılamadığının 06/06/2013 tarihinde ve işyerinin 13/07/2005 tarihinden itibaren halen faal olduğu hususunun 15/05/2013 tarihinde tutanağa bağlanmış olduğu, duruşmalarda davacı ve komşu işyeri çalışanı olan tanıklar ile davalı işyerinin ihtilaf konusu dönem içerisinde kısmî dönem çalışması olan bordrolu tanığının dinlendiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; Mahkemece komşu işyeri tanığının beyanı ile sonuca gidilmiş ise de bordrolu tanığın beyanı göz önünde bulundurulduğunda çelişkili ve yetersiz olan tanık beyanları ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, kamu düzenini yakından ilgilendiren bu tür davalarda gösterilmesi gereken özen gereğince, sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için davalı işyerine ait dönem bordrolarında duruşmada dinlenen ve davacının çalışmaları ile ilgili olarak bilgisinin olmadığını beyan eden tanık dışında başkaca sigortalı çalışan kaydı olmadığından Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığıyla davalı işyerine komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerektiğinde araştırmayı genişletmek suretiyle gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde kanıtladıktan sonra davacının çalışmasının sürekli çalışma olduğu anlaşılırsa sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davalılardan ...."a iadesine
05/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.