3. Hukuk Dairesi 2016/10549 E. , 2017/733 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin anne ve babasının, aralarındaki geçimsizlik nedeni ile boşanma davası açtıklarını, mahkemenin 2014/378 Esas sayısında açılan boşanma davasının halen devam etmekte olduğunu; müvekkilinin.... öğrencisi olduğunu, arkadaşlarıyla beraber evde kaldığını, kitap, ulaşım, giyecek ve yemek vs harcamaları olduğunu, eğitim masraflarını sadece annelerinin gönderdiği parayla karşılanmasının mümkün olmadığını, davalı babasının yardımına ihtiyacı bulunduğunu ileri sürerek; aylık 750 TL yardım nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; babalık görevini yerine getirdiğini, para gönderdiğini, davacının annesi tarafından kışkırtıldığını, .... tarafından açılan Kadirli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/688 esas sayılı dosyasından talep ettiği 750 TL nafaka düşünüldüğünde yoksulluğa düşeceğini belirterek; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, aylık 200 TL yoksulluk nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin dışında kalan sair temyiz itirazlarının yerinde bulunmadığından reddi gerekir.
2)6100 sayılı HMK"nun 31.maddesi hükmü gereğince, davanın hukuki niteliğini belirlemek ve davayı aydınlatmak görevi hâkime aittir. Buna göre davadaki iddia, davacının talebine münhasır olup, belirtilen madde hükümleri gereğince hukuki nitelendirme hâkime aittir. Eldeki dosyada davacı vekilinin istemi yardım nafakası olmasına rağmen mahkemece, yoksulluk nafakasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
3)TMK.nun 328/1.maddesi hükmü gereğince “Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.” Aynı yasanın 2.fıkrasında ise, “Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitim sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.” hükmü mevcut bulunmaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 364.maddesine göre; "Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür."
Aynı Kanunun 365/2.maddesinde de; "Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir." düzenlemesi yer almıştır.
Hukuk Genel Kurulunun 7.10.1998 gün ve 1998/656-688 sayılı ilamında da "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların..." yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir.Eğitimine devam etmekte olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır.
Dosyanın incelenmesinden; davacının dava açıldığı tarihte..... Sınıf öğrencisi olduğu, okul dışında dava dışı annesi ile birlikte yaşadığı, davalının ise aylık 1.000 TL emekli maaşının olduğu, çiftçilik yaptığı, 125 dönüm arazisinin olduğu, 1 adet traktörü ve 2013 model arabası olduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre, her ne kadar davalı babanın ayni yardımda bulunsa da tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve üniversite öğrencisi olan davacının okuduğu okul, yaşı, ihtiyaçları göz önüne alındığında nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alınarak; TMK.4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun daha yüksek miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekirken; yazılı gerekçe ile davacı lehine az miktarda nafaka takdiri usul ve yasaya aykırı olup, bu hususda bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacı vekilinin şair temyiz itirazlarının reddine; ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.