Hukuk Genel Kurulu 2001/19-257 E., 2001/285 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki "sözleşmenin yerine getirilmesi ve alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 1.Ticaret Mahkemesi"nce görevsizliğe dair verilen 10.6.1999 gün ve 1998/973 E. 1999/339 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi"nin 10.3.2000 gün ve 1999/8118 E. 2000/1930 K. sayılı ilamiyle;
(...Dava dilekçesinde. davalı idarenin açtığı ihale sonunda yaptıkları teklifin uygun görülerek sözleşme imzalamaya davet edildiklerini ancak daha sonra bilgisayarda fiyat hesabında hata yapıldığı ileri sürülerek tekliflerinin sıralama dışı bırakıldığını belirtip bu nedenle sözleşme uyarınca satış işleminin yapılması veya bu hususta menfi ve müspet zararlarının tazminini İstemiştir. Hal böyle olunca, mahkemece taraflar arasında sözleşmenin oluşup oluşmadığı belirlenip, davacının talebi yönünden bir karar verilmesi gerekirken, talep dışına çıkılarak sözleşme aşamasına kadar ki dönemde uyuşmazlığın hallinin idari yargının görevine girdiğinden bahisle yazılı şekilde yargı yolu yönünden görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava,sözleşmenin yerine getirilmesi ve alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen, davaya bakma görevinin idari yargıya ait bulunduğu gerekçesine dayalı görevsizlik kararı,Yüksek Özel Dairece yukarıda belirtilen gerekçeyle bozulmuştur.
Mahkeme,kamu kurumu niteliğindeki davalının, kamu hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla tesis ettiği idari işlemlerin hukuka uygunluğunu denetleme görevinin idari yargıya ait bulunduğu;ihale şartnamesine göre, taraflar arasında yapılacak sözleşmenin yazılı olması gerektiği, henüz yazılı sözleşme yapılmadan, davalı kurumun ihaleyi iptal ettiği,yazılı sözleşme yapılmadığına göre,uyuşmazlığın sözleşme öncesi aşamaya ilişkin olduğu, bu durumda ise davaya bakma görevinin idari yargıya ait bulunduğu gerekçesiyle önceki kararda direnmiştir.
233 sayılı KHK hükümleri uyarınca kurulan Toprak Mahsulleri Ofisi (T.M.O) Tüzel Kişiliğe sahip, özerk, sorumluluğu sermayesi ile sınırlı,amaç ve yürüteceği kamu hizmetlerine ilişkin faaliyet konuları 11.12.1984 tarih ve 18602 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Ana Statü ile belirlenmiş bir iktisadi Devlet teşekkülüdür.
Anılan Kurumun, Kamu hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla tesis ettiği idari işlemlerin hukuka uygunluğunu denetlemek görevi idari yargıya ait bulunduğu, salt özel hukuk ilişkilerinden doğan uyuşmazlıkların ise Adli Yargıda çözümleneceği çok açıktır.
Somut olayda, davalı idare T.M.O. nce mısır satışı konusunda yapılan ihaleye katılan davacı şirketin fiyat teklifinin uygun görüldüğü ve 24.8.1998 günlü yazıyla, tebligattan itibaren 5 iş günü içerisinde firma yetkilisinin gerekli teminatlarla birlikte sözleşme imzalamak üzere müracaatının
istenildiği; firma yetkilisinin süresi içerisinde müracaat etmesine rağmen, fiyat tekliflerinin değerlendirilmesi sırasında bilgisayardan kaynaklanan bir hatanın bulunduğu belirtilmek suretiyle yazılı sözleşme yapılmadığı,bilahare, yeniden yapılan değerlendirme sonucunda, davacıya, teklifinin düşük olduğu gerekçesiyle sıralama dışı kaldığına ilişkin 25.8.1998 günlü yazılı bildirimin yapıldığı ve yeni değerlendirme çerçevesinde ihale konusu malın başkasına satıldığı görülmektedir.
İhale şartnamesinin 4 ve 5.maddelerinde, ihale üzerinde kalan kişi veya firmanın tebligattan itibaren 5 iş günü içerisinde sözleşme imzalamak zorunda bulunduğu açıklanmıştır.Her ne kadar davalı kurum, hukuki statüsü itibariyle 2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine tabi olmadığı için anılan Kanunun, kural olarak tüm ihalelerin sözleşmeye bağlanması zorunluluğunu düzenleyen 53.maddesinin olayda uygulama yeri yok ise de, az yukarıda değinilen ve sözleşmenin geçerli olarak kurulmasını yazılı olması koşuluna bağlayan şartname hükmünün, Borçlar Kanununun 16.maddesi anlamında, tarafların kararlaştırdıkları bir şekli ifade ettiği yadsınamaz. Anılan hükümce sözleşme kararlaştırılan şekilde yapılmadıkça, taraflar onunla bağlı olmaz.Hal böyle olunca, hukuk aleminde geçerli olarak doğmuş ve taraflarını bağlayacak bir sözleşmenin varlığından söz edilebilmesi, ancak ortada yazılı bir sözleşmenin bulunması halinde mümkündür.Taraflar arasında az yukarıda açıklanan olaylardan sonra bir yazılı sözleşme düzenlenmediğinde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. O nedenle uyuşmazlık idarenin sözleşme öncesi aldığı idari işlemlerden kaynaklandığında kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır. Farklı bir anlatımla davanın kaynağı sözleşme öncesi aşamalara ilişkindir.Dahası sav,savunma delil ve belgelerde bu olguyu doğrulamaktadır. Bu bağlamda hemen belirtelim ki; idarenin yürüttüğü kamu hizmetiyle ilgili, idari usul ve esaslara uygun olarak yaptığı ihaleye ilişkin; sözleşme aşamasına kadar aldığı işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri idari yargıya aittir. (Bkz.Uyuşmazlık Mahkemesinin 3.2.1997 gün ve 1997/4-3; Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 23.2.1998 gün ve 1998/243-640 sayılı;Danıştay 10.Dairesinin 29.9.1993 gün ve 1992/4234-1993/3493 sayılı kararları) Esasen sözleşme öncesindeki aşamalarda tesis edilen idari işlemlerin iptali istemiyle açılacak davaların idari yargıda görüleceği; adli yargının bir idari işlemin hukuka uygunluğunu denetleme görev ve yetkisine sahip bulunmadığı kuralına da uygundur. Mahkemenin direnme kararı açıklanan nedenlerle doğru olup, onanmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı (1.160.000) lira bakiye temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 21.3.2001 gününde oyçokluğu ile karar verildi.