Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2016/27
Karar No: 2016/413

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2016/27 Esas 2016/413 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi, sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat etmesine karar verdi. Ancak Yargıtay 15. Ceza Dairesi, kararı isabetsizlik nedeniyle bozdu. Yerel mahkeme, önceki hükümde yer almayan yeni gerekçelerle sanığın suça ortak olmadığına karar verdi. Bu nedenle, kararın yeni hüküm niteliğinde olduğu ve dosyanın yeniden Yargıtay 15. Ceza Dairesine gönderilmesi gerektiği karara bağlandı.
Kararda geçen kanun maddeleri: Türk Ceza Kanunu'nun 158/1, 159/1-b, 160/1, 62. Maddeleri.
Ceza Genel Kurulu         2016/27 E.  ,  2016/413 K.

    "İçtihat Metni"

    Yargıtay Dairesi : 15. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza
    Günü :11.12.2013
    Sayısı : 346-467
    Temyiz Edenler :Katılan vekili ve Cumhuriyet savcısı
    Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanık ..."in beraatine ilişkin, Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 18.11.2008 gün ve 40-437 sayılı hükmün Cumhuriyet savcısı ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 21.05.2013 gün ve 25835-9341 sayı ile;
    “Sanığın Antalya Zeytinköy Mahallesinde kendi isim ve soyismini taşıyan baba adı da kendisininki gibi "...." olan bir şahsa ait tapu kaydının bulunduğunu öğrendikten sonra, tapu idaresinden aldığı 26.03.2007 tarihli tapu kaydını da kullanarak taşınmazı katılana harici satış sözleşmesi ile satıp 35.000,00 Lirayı aldığı hususunu da sözleşmeye yazarak, katılana taşınmazın satışı için noterden vekaletname vermesi, katılanın sanık ile aynı isimli başkaca şahısların da bulunduğunu öğrenip tapu idaresinde yaptığı araştırmada taşınmazı kendisine satan sanığın anne isminin "....", tapu kaydında malik görünen ..."ın ise anne isminin "Hatice" olduğunu anlayarak durumu sanığa sorup parasını geri istediğinde sanığın kendisini oyalaması şeklinde gelişen olayda, sanığın tapu idaresinin maddi varlığı olan tapu kaydını alıp katılana ibraz ederek suçta kullanmış olması, kendisine ait olmadığını bildiği taşınmazı satıp parasını almış olması karşısında, suçun tüm unsurları itibarı ile oluştuğu gözetilerek sanığın cezalandırılması yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel mahkeme ise 11.12.2013 gün ve 346-467 sayı ile;
    “Sanık ..."in...... Mahallesi 12053 ada 6 nolu parselde bulunan 374 metrekare arsa vasfındaki taşınmazın 244/374 hissesine sahip olduğu, edinme tarihinin 23.03.1999 olduğu, taşınmazın 775 sayılı Yasa hükümlerine göre takyitli olduğu belirlenmiş, baba adının .... olarak belirtildiği, ana adının belirtilmediği, sanık ..."in 28.03.2007 tarihinde Antalya 12. Noterliğinde mevcut taşınmaz ile ilgili ..."a düzenleme şeklinde vekaletname verdiği, ..."ın tapu müdürlüğünden alınan kayda güvenerek sanığın parasını ödediği, daha sonra taşınmazın Hatice oğlu ..."e ait olduğu, sanığın taşınmaz ile ilgisinin bulunmadığı, ..."in memurların dikkatsizliğinden yararlanarak çıkarttığı tapu ile müştekiyi dolandırdığı belirtilmiş ise de, düzenlenen vekaletnamede sanığın açık kimlik bilgilerinin .... ve .... oğlu ... olduğu belirtilmiş, tapu kaydının vekaletname tanziminden sonra alındığı 28.05.2007 tarihli dilekçe kapsamından anlaşılmış, ilkokul mezunu, hayatını şoförlük yaparak kazanan sanığın yeşilkart başvurusu sırasında üzerinde taşınmaz kaydı bulunduğunu öğrenmesi üzerine bu durumu daha önceden muhtarlık yapan ..."a, ..."ın da bu durumu emlakçılık yapan ..."a bildirdiği, sanığın taşınmazı olduğu ve bu taşınmazı satma amacıyla bu kişilere gitmediği tüm dosya kapsamından anlaşılmış olup, sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alındığında tapudan aldığı kayda konu taşınmazın kendisine ait olmadığını bilme imkanı olmaması, çıkarılan düzenleme şeklindeki vekaletnamede sanığın anne adının açık bir şekilde belirtildiği, mesleği emlakçılık olan katılanın mevcut belgelerle dolandırılmasının söz konusu olamayacağı, dolandırıcılık suçlarında kastın eylemi gerçekleştirmeden önce bulunması suçun kanuni unsuru olup, sanığın sattığı taşınmazın parasını aldıktan sonra taşınmazın kendisine ait olmadığını öğrenmesi durumunda menfaatin daha önceden elde edilmiş olması sebebiyle suçun kast unsurunun da sonradan oluşmayacağı, sanığın beraati hususunda tesis edilen kararın usul ve yasaya uygun bulunduğu” gerekçesiyle önceki hükmünde direnilmesine karar vermiştir.
    Bu hükmün de Cumhuriyet savcısı ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.01.2016 tarih ve 58816 sayı ve “bozma” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı nitelikli dolandırıcılık suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliği"nin 27. maddesi uyarınca öncelikle yerel mahkeme kararının “yeni hüküm” niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
    a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
    b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
    c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
    d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,
    Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtayın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Yerel mahkemece; “sanığın, isim ve baba ismi benzerliğinden faydalanarak elde ettiği tapu kaydı ile şikayetçiyi kandırıp noterde satış vaadi sözleşmesi düzenlemek suretiyle dolandırdığına dair cezalandırılmasına yeterli delil bulunmadığı, suça konu gayrimenkulün 775 sayılı Yasa gereğince belediye encümen kararı ile tahsis edildiği, sanığın ekonomik durumunun iyi olmaması ve taşınmazın bulunduğu, Zeytinköy Mahallesinde mukim bulunması dikkate alınarak gerçekten de taşınmazın kendi adına tahsis edildiği düşüncesiyle hareket ettiği" şeklindeki gerekçeyle sanığın beraatine hükmolunduğu, hükmün Cumhuriyet savcısı ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece, sanığın tapu idaresinin maddi varlığı olan tapu kaydını katılana ibraz ederek suçta kullanması ve kendisine ait olmadığını bildiği taşınmazı satıp parasını almış olması karşısında, sanığa atılı dolandırıcılık suçunun unsurları itibarı ile oluştuğu gözetilerek cezalandırılması yerine beraatine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulduğu, bozmadan sonra yerel mahkemece önceki hükümde yer almayan; "düzenlenen vekaletnamede sanığın açık kimlik bilgilerinin .... ve .... oğlu ... olarak belirtildiği, tapu kaydının vekaletname tanziminden sonra alındığı, ilkokul mezunu olup hayatını şoförlük yaparak kazanan sanığın, yeşilkart başvurusu sırasında üzerinde taşınmaz kaydı bulunduğunu öğrenmesi üzerine bu durumu daha önceden muhtarlık yapan ..."a, ..."ın da emlakçılık yapan katılana bildirdiği, sanığın taşınmazı satma amacıyla bu kişilere gitmediği tüm dosya kapsamından anlaşılmış olup, sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alındığında, tapudan aldığı kayda konu taşınmazın kendisine ait olmadığını bilme imkanının olmadığı, düzenleme şeklindeki vekaletnamede sanığın anne adının açık bir şekilde belirtildiği, mesleği emlakçılık olan katılanın mevcut belgelerle dolandırılmasının söz konusu olamayacağı, dolandırıcılık suçunda kastın eylemi gerçekleştirmeden önce bulunmasının suçun kanuni unsuru olduğu, sanığın sattığı taşınmazın parasını aldıktan sonra taşınmazın kendisine ait olmadığını öğrenmesi durumunda menfaatin önceden elde edilmiş olması sebebiyle suçun kast unsurunun da sonradan oluşmayacağı” şeklinde yeni ve değişik gerekçeyle hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
    Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı niteliğinde olmayıp, ilk hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurulmuş olması nedeniyle yeni hüküm niteliğindedir. Özel Daire denetiminden geçmemiş olan bu yeni hükmün doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulunca incelenmesi mümkün olmadığından, dosyanın temyiz incelemesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi"nce verilen 11.12.2013 gün ve 346-467 sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 15. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.11.2016 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

    .

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi