4. Hukuk Dairesi 2014/2811 E. , 2014/4330 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/09/2013
NUMARASI : 2012/707-2013/841
Davacılar B.. A.. vd vekili Avukat M.. Ö.. tarafından, davalı M.. Ü.. aleyhine 15/07/2010 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/09/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız şikayet nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
Davacılar, davalının kendileri hakkında silahla tehdit ve zorla belge imzalatmaya teşebbüs ve bu suçlara iştirak iddiasıyla şikayette bulunduğunu, yapılan soruşturma sırasında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini belirterek manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece bozma sonrasında yapılan yargılama sonucunda; davacıların şikayeti üzerine davalının iftira suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi nedeniyle davalının davacıları suçsuz olduklarını bile bile zararlandırmak amacıyla şikayette bulunduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir”şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.
Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.
Somut olayda; davalının şikayeti üzerine davacılar hakkında açılan savcılık soruşturma dosyası, davacıların şikayeti üzerine davalı hakkında açılan kamu davası dosyası incelendiğinde; tarafların iddia ve savunmaları ve bilgisine başvurulan tanık beyanları uyarınca davalının davacılar hakkında Anayasa"dan doğan şikayet hakkına kullanmasını haklı kılacak azda olsa emare bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Borçlar Kanunu"nun 53. maddesi gereğince ceza mahkemesinin beraat kararı, hukuk yargıcı yönünden bağlayıcı değilse de, ceza mahkemesince belirlenecek maddi olgular hukuk yargıcı yönünden de bağlayıcıdır. Ne var ki, davalı hakkında Kocaeli 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/03/2013 gün ve 2011/469 esas 2013/316 karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda; davalının, davacılara karşı iftira suçunu işlediği kabul edilerek cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder nitelikte bir hüküm olmadığından hukuk yargıcı yönünden de ortada bağlayıcı nitelikte bir maddi vakıa bulunduğu sonucuna varılamaz.
Şu durumda, davalı hakkında ceza mahkemesinde alınan karar hukuk hakimini bağlamayacağından ve şikayet için emare bulunduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, tazminat talebinin bir bölümünün kabulüne karar verilmesi isabetli olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacıların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.