8. Ceza Dairesi 2016/11749 E. , 2017/10562 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : 6136 sayılı Yasaya aykırılık, kasten yaralama
HÜKÜM : Hükümlülük
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Katılanın temyiz isteminin sanık hakkında kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmü ile sınırlı olduğu anlaşılarak yapılan incelemede;
I- Sanık hakkında kasten yaralama suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde:
Mahkemenin takdir ve uygulamasında isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki (1) no.lu bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre, katılanın suç vasfına, sanık müdafiinin suç kastına ve cezanın gerekçe gösterilmeden alt sınırın üzerinde belirlenmesine yönelik temyiz itirazlarının reddiyle hükmün oyçokluğuyla ONANMASINA,
II- Sanık hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde :
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Adli sicil kaydı bulunmayan sanığın “kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurulup yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususundaki kanaat” ile hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerekirken, “sanığın aynı gün birden fazla suç işlemesi ve bu nedenle suç işleme konusundaki ısrarı göz önünde bulundurularak bir daha suç işlemeyeceği konusunda mahkememizde olumlu kanaat oluşmadığından” biçiminde yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükümde CMK.nun 231. maddesinin uygulanmaması,
2- 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükümde sanık hakkında verilen adli para cezasının ödenmemesi halinde, infazda yetkiyi kısıtlar şekilde hapsedileceğinin sanığa ihtarına karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 28.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
KARŞI DÜŞÜNCE
Sanık ... hakkında açılan kamu davasının yerel mahkemece yapılan yargılaması sonunda, kasten yaralama suçundan TCK.nun 86/1, 86/3-e, 62 maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükmün onanması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne aşağıdaki sebeplerle katılma olanağı olmamıştır.
Sanığın, olay günü geceleyin ilerleyen saatlerde henüz 18 yaşını ikmal etmeyen kızı ..."ı festival alanında katılan ... ile sarmaş dolaş şekilde görüp kızı ve katılanı fevtival alanı yakınındaki konut ve işyeri aynı binada bulunan binanın eklentisi niteliğindeki bahçesine götürdüğü ve aynı binadaki konutundan bulundurma ruhsatlı tabancasını aldıktan sonra binanın eklentisi olan kazan dairesine girdikleri, sanığın katılandan kişisel bilgiler aldıktan sonra tabancası ile bir el ateş etmek suretiyle katılanı BTM ile giderilemeyecek şekilde yaralayıp, yaralamayı müteakip pişmanlık duyarak katılanın yaralarını bezle sardıktan sonra hastaneye götürerek tedavisini sağladığı olayda;
1- Katılana ait rapor kapsamına göre sanığın fiilinin 1-3 yıl hapis cezasını gerektiren TCK.nun 86/1. maddesi kapsamındaki suçu oluşturmaktadır.
2- Mahkemece TCK.nun 86/1. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken "suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, failin kastının ağırlığı gözönünde bulundurularak" gerekçesiyle alt sınır aşılarak 2 yıl hapis cezası olarak belirlenmiştir.
Yerel mahkeme TCK.nun 61. maddesine göre temel cezayı belirlerken TCK.nun 61/1-a, e, d, f bentlerine dayanmış ve yasa metinlerini tekrar etmiştir.
Mahkemenin, temel cezanın belirlenmesinde gözönüne aldığı ölçütler dosyada mevcut bilgi ve belgelerle örtüşmemekte ve TCK.nun 3. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesine de uygun değildir.
Ceza hukukunun temel ilkelerinden olan cezanın şahsileştirilmesi kuralının amacı ile sanık arasında uygun dengenin sağlanmasıdır. İki sınır arasında cezayı belirlemek hakime ait ise de bu yetkinin kullanılmasında adalet ve nefaset kurallarına bağlı kalınması, keyfilikten kaçınılması ve gösterilen gerekçenin dosya ile uyumlu olması zorunludur.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 21.04.2015 tarih ve 2014/1-671 Esas, 2015/118 sayılı kararı ile birçok Ceza Genel Kurulu ve Daire kararlarında "kanun koyucu cezaların kişiselleştirilmesinin sağlanması bakımından hakime, olayın özelliği ve işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı bir şekilde gerekçesini göstererek iki sınır arasında temel cezayı belirleme yetki ve görevi verilmiştir. Hakim temel cezayı belirlerken dayandığı gerekçesinin TCK.nun 61. maddesine uygun olarak, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı, failin güttüğü amaç ve saik ile dosyaya yansıyan bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde kanuni ve yeterli olmalıdır." denilmek suretiyle temel cezanın belirlenmesinde gösterilen gerekçenin dosyaya yansıyan bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirme sonucu yeterli ve kanuni olması gerektiğini vurgulamıştır.
Sanığın, bulundurma ruhsatlı tabancası ile katılan mağdura birden fazla ateş etme imkanı bulunmakta iken ateş etmemesi ve pişmanlık duyarak katılanın tedavisi ile ilk baştan itibaren ciddi anlamda ilgilenmiş olması ve katılanda meydana gelen yaralanmanın niteliği gözönüne alındığında temel cezanın TCK.nun 61. maddesinde düzenlenen kıstaslar ve TCK.nun 3. maddesindeki ölçülülük ilkesine uygun olmayıp yetersiz ve dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi yasal değildir.
Bu itibarla, yerel mahkeme kararının kasten yaralama suçuna ilişkin hükmün onanması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir.28.09.2017