11. Ceza Dairesi 2015/6625 E. , 2017/3455 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması
HÜKÜM : Mahkumiyet
I-Sanıklar hakkında ‘banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması’ suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Bozmaya uyularak yapılan yargılamada, 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 01.03.2006 tarihinde yürürlüğe girdiği ve anılan kanunun 37/2. maddesindeki “kredi kartı veya üye işyeri sözleşmesinde veya eki belgelerde sahtecilik yapanlar veya sözleşme imzalamak amacıyla sahte belge ibraz edenler” ile ilgili düzenleme karşısında; sanıklardan ...’un, katılan bankaya başvurarak kredi kartı talebinde bulunması üzerine, bankaca yapılan araştırma sonucu sahte kimlik ile müracaat edildiğinin belirlendiği, kredi kartının da sanığın yakalanması amacıyla düzenlendiği, diğer sanık ...’e ise, banka tarafından verilen herhangi bir kredi kartı bulunmadığı anlaşılmakla; sanıkların eylemlerinin 5464 sayılı "Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu"nun 37/2. maddesinde düzenlenen suçu oluşturacağı ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un 9. maddeleri hükmü uyarınca; sanıklara yüklenen “5464 sayılı "Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu"nun 37/2. maddesine muhalefet” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık asli dava zamanaşımının, kesici son işlem olan sanıkların sorgularının yapıldığı 02.08.2005 tarihinden, hüküm tarihine kadar gerçekleştiği gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanıklar hakkındaki kamu davasının gerçekleşen asli zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8 maddeleri gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE,
II-Sanıklar hakkında ‘resmi belgede sahtecilik’ suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sahtecilik suçuna konu olan belgenin hukuki bir belge olarak nitelendirilebilmesi için, belgenin bir kişiyi hukuki yükümlülük altına sokabilecek ve hukuki sonuç doğurabilecek nitelikte olması ve buna bağlı olarak resmi belge niteliğindeki çeklerde ise keşideci imzası, lehdar ismi, borç miktarı, keşide yeri ve tarihinin bulunması gerektiği, zorunlu unsurlarının eksik olması durumunda yasal anlamda resmi bir belgeden söz edilemeyeceği; somut olayda sanıklarda ele geçirilen suç konusu iki adet çek yaprağının tümüyle boş olduğu anlaşıldığından, her iki çek yaprağının bu haliyle herhangi bir borç doğurmayacağı ve belge olarak nitelendirilemeyeceği cihetle, sahte çekler yönünden resmi belgede sahtecilik suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığı, sadece "sahte nüfus cüzdanı düzenlemek" suçunun oluştuğu dikkate alınmadan, belge sayısının birden fazla olduğu gerekçesiyle alt sınırdan uzaklaşılarak fazla ceza tayini,
2-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.05.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.