21. Hukuk Dairesi 2014/23847 E. , 2015/9924 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazsı sonucu maluliyetinden doğan maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, sigortalının iş kazası sonucu sürekli iş göremezliği nedeniyle bakiye maddi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; onanarak kesinleşen İş Mahkemesi"nin(eski İş Mahkemesi)"nin 2007/392 Esas 2012/1277 karar sayılı dosyasında dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 100,000,00 TL maddi ve 100,000,00 TL manevi tazminatın talep edildiği, bilirkişi incelemesi sonucu maddi tazminat talebinin 23.05.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile 207.931,41 TL olarak artırıldığı ve fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmadığı, yargılama sonucu 207.931,46 TL maddi tazminat ile 100.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verildiği, temyize konu davada dava dilekçesi ile kesinleşen dosyada bilirkişi hesap raporunda tespit edilen 276.259,811 TL maddi zarardan hüküm altına alınan 207.931,41 TL"nin indirilerek bakiye 68.328,35 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesinin talep edildiği, gerekçede kesinleşen dosyada davacı tarafın 23.05.2012 tarihli ıslah dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığından davalı lehine usuli kazanılmış hak doğduğu ve fazlaya ilişkin kısımlardan zımnen vazgeçmiş sayıldığı kabul edilerek davanın reddine karar verildiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK.’un 109. maddesinde kısmi dava belirtilmiştir. Maddenin birinci fıkrasında talep konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olduğu durumlarda sadece bir kısmının dava yoluyla ileri sürülebileceği, üçüncü fıkrasında dava açılırken talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hali dışında kısmi dava açılmasının talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmeyeceği hüküm altına alınmıştır.
HMK m. 109’da, haktan açıkça feragat edilebileceği şeklindeki temel maddî hukuk ilkesinden hareketle, kısmî dava açılırken fazlaya ilişkin hakları saklı tutma şeklindeki uygulamaya son verilmesi, bu veya buna benzer bir ibare kullanılmadığında haktan feragat edilmiş sayılacağı yönündeki uygulamanın önüne geçilmesi amaçlanmış; ancak, diğer yandan da hukukî yararı olmadan kısmî dava açılması engellenmek istenmiştir. Böylece uygulamada bazen başvurulduğu üzere kısmî davanın amacı dışında kullanılmasının önüne geçecek düzenleme yapılmıştır (HMK m. 109’un Hükümet Gerekçesi).
Somut olayda, kesinleşen İş Mahkemesi"nin(eski İş Mahkemesi)"nin 2007/392 Esas 2012/1277 karar sayılı dosyasına 6100 sayılı HMK"nun yürürlükte bulunduğu 23.05.2012 tarihinde sunulan ıslah dilekçesinde davacı tarafın fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmasının gerekmediği, HMK"nun 109. maddesi gereğince bakiye maddi tazminat alacağı için dava açabileceği dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ıslah dilekçesinde fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
05.05.2015 ününde oybirliğiyle karar verildi.