Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2020/4474 Esas 2021/1093 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/4474
Karar No: 2021/1093
Karar Tarihi: 04.02.2021

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2020/4474 Esas 2021/1093 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararda, sanık müdafi ve katılan vekilinin temyiz talepleri incelendi. Katılan vekilinin temyiz talebi reddedilirken, sanık müdafi'nin temyiz taleplerinin yerinde olduğu ve hükmün bozulmasına karar verildiği belirtildi. Kararda, belgede sahtecilik suçuyla ilgili takdirin mahkemeye ait olduğu ve suça konu olan senetin aldatma niteliği konusunda bir değerlendirme yapılmadığı belirtildi. Bu nedenle, suça konu belgenin aslının dosya içinde bulundurularak sahtecilik konusunda gözlem yapılması gerektiği ifade edildi. Ayrıca, denetim süresi içinde kasıtlı suç işlemiş olan kişilerin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği ve CMK'nin 231. maddesinin uygulanması için objektif ve subjektif şartların tartışılması gerektiği belirtildi. Kararda, 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesi de Anayasa Mahkemesi kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesi gerektiği ifade edildi.
Kanun Maddeleri:
- 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi
- 1412 sayılı CMUK'nin 317. ve 321. maddeleri
- 5271 sayılı CMK'nin 231/8. maddesi
- 6545 sayılı Kanun’un 72. maddesi
- 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesi

11. Ceza Dairesi 2020/4474 E. , 2021/1093 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

A-Katılan vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Katılan vekilinin yüzüne karşı, 07.06.2016 tarihinde tefhim olunan hükmü, yasal süresinden sonra 27.06.2016 ve 26.07.2016 tarihli dilekçeleri ile temyiz ettiği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
B- Sanık müdafinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
1-Belgede sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu ve suça konu senedin aldatma niteliği yönünden bir değerlendirme yapılmadığı da göz önüne alınarak, suça konu belge aslı duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle, özellikleri duruşma tutanağına yazıldıktan sonra iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi ve denetime olanak sağlayacak şekilde belge aslının dosya içinde bulundurulması gerektiği gözetilmeden, aldatma kabiliyeti hususunda gözlem yapılmadan eksik incelemeyle hüküm kurulması,
2-Kabule göre de;
a)5271 sayılı CMK"nin 231/8. maddesine, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 72. maddesi ile eklenen "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanması geri bırakılmasına karar verilemez." şeklindeki hükmün ancak yürürlük tarihinden sonra işlenen suçlar bakımından uygulanabileceği gözetilmeden, hakkında takdiri indirim maddesi uygulanan ve oluşan olumlu kanaat sonucunda cezası ertelenen sanık hakkında, CMK‘nin 231. maddesinin uygulanmasını kabul edip etmediği sorularak, yasanın aradığı objektif ve subjektif şartlar karar yerinde tartışılmadan, adli sicil kaydı bulunduğundan bahisle yasal olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
b)Suça konu senedin icra takibine konu edilmesi nedeniyle "01.05.2010 " olması gereken suç tarihinin, gerekçeli karar başlığında "10.04.2009" şeklinde yanlış yazılması,
c)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun‟un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA,
04.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.