Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3699
Karar No: 2021/8006
Karar Tarihi: 13.04.2021

Toplu İş Sözleşmesinden Yararlanma - Sendika Üyeliği - Üyeliğin Sendika Tarafından İşverene Bildirilmesi - Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/3699 Esas 2021/8006 Karar Sayılı İlamı

 

 

9. Hukuk Dairesi         2021/3699 E.  ,  2021/8006 K.

  •  


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
...

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalıya ait işyerinde itfaiye şoförü olarak aralıksız çalıştığını, kıdem tazminatına ilişkin hakları kısmen ödenerek diğer haklarına ilişkin alacakları ödenmeden iş akdinin haksız olarak feshedildiğini, Belediye asıl işveren ve ... alt işveren konumunda olup her iki kurumunda sorumlu olduğunu, davacının, işyerinde sendikalı olarak çalıştığını fakat ödemelerinin sendikasız işçilere ödenen aylık brüt ücretle ödendiğini, oysa sendikalı çalışanların ücretinin 2 katı olduğunu, işyerinde çalışan ve o tarihte sendikalı olan işçilere ödenen ücret bordrolarının işyeri ve Sosyal Güvenlik Kurumu"dan celp edilerek hesaplamaların sendikalı dönem açısından buna göre yapılması gerektiğini, üyesi olduğu ... Sendikası Bakanlığa başvurarak davalı işyeri ... için yetki talebinde bulunduğunu, Bakanlığın verdiği cevapta aynı dönem için birden fazla toplu iş sözleşmesi olmayacağı ve dolayısıyla imzalanan 2008 ve 2010 yılını kapsayan toplu iş sözleşmesinden ... işçilerinin de yararlanması gerektiğini bildirdiğini, buna rağmen işverenin toplu iş sözleşmesini davacı için uygulamadığını, yılda 4 adet ikramiye, sosyal yardımlar, gece zammı, giyim yardımı, günlük ücretleri 50,00 TL nin üzerinde ödenmekte iken davacının haklarının ödenmediğini, davacının itfaiyeci olarak 24/48 saat usulüne göre çalıştığını bildirerek, ödenmeyen kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla mesai, ikramiye, ücret, gece zammı ve sosyal yardım alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar Cevabının Özeti:
Davalılar, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacı İtfaiye Daire Başkanlığı 2007 yılı personel hizmet alım işi, 2008 ve 2009 yılında da tekrar İtfaiye Daire Başkanlığı personel hizmet alım işi ihalelerini alan ... şirketi tarafından İtfaiye Daire Başkanlığında görevlendirildiğini, bu sürede itfaiye şoförü olarak çalıştığını, hizmet alım işi ihaleleri kapsamında ihaleyi kazanan yüklenici tarafından görevlendirilen tüm hizmet alımı personelinin ücretleri 4734 sayılı İhale Kanunu çerçevesinde yürürlükte olan Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinin personel çalıştırılmasına dayalı ihalelerde yaklaşık maliyet başlıklı 10. maddesine dayalı olarak İtfaiye Daire Başkanlığı hizmet alımı ihalelerinin tip idari şartnamelerinin teklif fiyata dahil olan masraflar başlıklı 26. maddesi uyarınca belirlenmiş olup yüklenici tarafından tamamının ödendiği, 2009 yılı yüklenicisi ... 2010 yılı ihalesini kaybettiğini, 2009 yılı hizmet alımı işi kapsamında itfaiyede çalışan 927 hizmet alımı personelinden ihaleyi yeni kazanan yeni şirketle sözleşme imzalayan 859 işçiyi itfaiyede görevlendirdiğini, bu personel halen çalıştığını, davacı yeni firma ile sözleşme imzalamamayı tercih ettiği ve bu nedenle göreve başlamadığını, böylece iş akdini kendisi feshettiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... şirketi, derdestlik itirazında bulunduklarını, ayrıca zamanaşımı defi ileri sürdüklerini, şirket yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, belediye ile şirket arasında mevzuata uygun asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olduğunu, alt işveren çalışanının asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağını, aksi halin kabulü durumunda davanın şirket yönünden husumetten reddi gerektiğini, davacı ile şirket arasındaki sözleşmelerin bilirsiz süreli iş akdi değil belirli süreli iş sözleşmeleri olduğunu ve objektif esaslı nedenlerle bu şekilde sözleşmelerin yapılmış olduğunu, iş ilişkisinin geçerli nedenlerin ortaya çıkması sonucu son bulduğunu, zira ihale süresinin sona erdiği ve yeni ihaleyi şirketin kaybedip başka bir şirketin kazandığını, şirket dava dilekçesinde iddia olunan toplu iş sözleşmesinin kapsamında olmadığını ve dolayısıyla davacının toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanmasının da mümkün olmadığını, belirli süreli iş akdiyle çalıştığından ihbar tazminatı istenemeyeceğini, 24 saat çalışıp 48 saat istirahat ettiğini ve 24 saatlik sürede günlük çalışması sadece 6 saat 45 dakika olduğunu, 3 gün çalıştığı haftalarda fiili çalışması 33 ve 2 gün çalıştığı haftalarda ise 22 saat olduğunu, toplu iş sözleşmesine dayalı talepler bakımından şirketin toplu iş sözleşmesi kapsamında olmaması nedeniyle talep edilemeyeceğini, bordrolarda yer alan sosyal yardım ödemelerinin mahsubu gerektiğini, kıdem tazminatına ilişkin ödeme yapıldığını ve ibraname imzaladığını, ücretin bordrolarda yer alan ücretler olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalılar vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 2015/11662 esas, 2018/8357 karar sayılı bozma ilamı ile aynen;"... davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. Davacı dava dilekçesinde asıl işverenin taraf olduğu Toplu İş Sözleşmesi"nden yararlandırılması ve buna göre fark alacaklar ve ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti talep etmiştir. Bu şekildeki iddia muvazaayı da kapsar. Mahkemece muvazaa olgusuna girilmeden asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu gerekçesiyle asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlandırılması kanuna aykırıdır. Zira asıl alt işveren ilişkisi muvazaalı değilse işçi asıl işverenin taraf olduğu Toplu İş Sözleşmesinden yararlanamaz. O nedenle öncelikle muvazaa olgusu üzerinde durularak yararlanıp yararlanmayacağı tartışılmalıdır.
Hükme esas bilirkişi raporunda zamanaşımı dikkate alınarak 2007 yılından itibaren toplu iş sözleşmesinden yararlandırılmış ve fark alacaklar bulunmuştur. Ancak dosya içeriğine göre davacı asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinin diğer tarafı sendikaya 08.09.2008 ve 18.11.2008 tarihinde üye olmuş, davacının üye olduğu tarihten önce sendika üyesi gibi toplu iş sözleşmesiden yararlandırılması isabetsizdir. Bu tarihte sendika üyesi olmayan emsal işçinin ücreti esas alınmalıdır.
Mahkemece toplam alacak miktarı olarak 21.899,38 TL üzerinden hüküm kurulmuşsa da davacı vekili tarafından talep artırım dilekçesi ile 21.640,42-TL üzerinden harç ödenmiş olup eksik harç alınmıştır. Eksik harç tamamlanmadan hüküm kurulması hatalıdır.
Davacının iddiası ve dosyadaki bilgi ve belgelerden davacıya kıdem tazminatı ödemesi yapıldığı ve bu ödemenin hesaplanan kıdem tazminatı hesabından düşüldüğü görülmektedir. Faizleriyle birlikte yapılan ödemenin tazminat hesabından mahsup edilmesi gerekirken eksik inceleme ile kıdem tazminatının yazılı şekilde kabulü isabetsizdir.
Davacı kısmi eda külli tespit istemli belirsiz alacak davası açmış olup bu dava türünde faiz başlangıcı yönünden Dairemiz uygulaması kısmi dava esasları ile aynı olup kıdem tazminatı dışındaki hüküm altına alınan alacaklar bakımından dava dilekçesi ile istenen miktar için dava, ıslah (talep artırımı) dilekçesiyle artırılan miktar için ise, ıslah (talep artırımı) tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken kıdem tazminatı ve fazla mesai ücreti hariç diğer alacakların tamamına dava tarihinden faiz yürütülmesi bozma nedenidir.
Davacının dava dilekçesi ile ayrıca ilave tediye alacağı demese de anlatımından ikramiye ve ilave tediye alacağını talep ettiği anlaşılmaktadır. Ancak hüküm fıkrasında topluca ikramiye şeklinde hüküm kurulmuştur. Taleplerin ayrıştırılarak ilave tediye alacağına yasal faiz uygulanması gerekirken mevduat faizine hükmedilmeside yerinde değildir.
Fazla mesai ücretleri 2009 yılında yapılan sözleşme ile ücrete dahil olduğu anlaşılmakta fazla mesai hesabında bu hususun değerlendirilmemesi ayrıca bozma nedenidir" gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesinin kararı bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulmuş bozma sonrası dinlenen davacı tanıkları beyanlarında, Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığında çalıştıklarını ve belediyenin kadrolu itfaiye çalışanları ile aynı işi yaptıklarını, itfaiye personeli oldukları, aralarında ücret dışında bir fark bulunmadığını beyan etmişler ve Mahkemece taraflar arasında akdedilen hizmet alımı sözleşmesinin işçi teminine yönelik olduğu davacı işçinin hizmet süresi içerisinde bütün çalışmasını davalı ... Belediyesine hasrettiği ve taraflar arasındaki sözleşmenin muvazaalı olduğu, davacı işçinin çalışmaya başladığı tarihten beri davalı ... çalışanı olduğu, bu nedenle davacı işçinin toplu iş sözleşmesi kapsamında ücreti belirlenerek, kısım işçilik alacaklarının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında muvazaa nedeniyle davalı ... işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinden davacının hangi tarih itibariyle yararlanacağı hususunda ihtilaf vardır.
Davacı, dava dilekçesi ile davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, en başından beri davalı Belediyenin işçisi olduğunu, işyerinde uygulanan davalı Belediyenin tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinde düzenlenen ücret ve diğer alacaklardan yararlanması gerektiği iddası ile ücret farkı, fazla mesai ücreti, kıdem ve ihbar tazminatı, gece zammı alacağı, ikramiye, sosyal yardım alacağı talebinde bulunmuştur. Mahkemece, davalıların temyizi üzerine bozma ilamı doğrultusunda taraflar arasındaki sözleşmenin muvazaalı olduğu, davacı işçinin çalışmaya başladığı tarihten itibaren davalı ... çalışanı olduğu, bu nedenle davacı işçinin toplu iş sözleşmesi kapsamında ücreti belirlenerek bir kısım işçilik alacaklarının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacakların hesabı yapılırken davacının sendikaya üyelik başvurusunun yapıldığı 08.09.2008 tarihi esas alınmıştır. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanun"un 17/5 maddesi ile Sendika Üyeliğinin Kazanılması ve Sona Ermesi ile ilgili Yönetmeliğin 5.inci maddesinde ; " Sendika üyelik başvurusu, işçi tarafından e-Devlet kapısı üzerinden yapılır. Üyelik bildirimi elektronik ortamda eş zamanlı olarak Bakanlığa ve sendikaya ulaşır."(2) Üyelik, yetkili organın e-Devlet kapısı üzerinden otuz gün içerisinde başvuruyu kabulü ile kazanılır. Üyeliğin başlangıç tarihi, yetkili organ tarafından üyelik başvurusunun e-Devlet kapısı üzerinden kabul edildiği tarihtir." şeklindeki düzenleme gereği davacının üyelik tarihi 10.10.2008 olduğu anlaşılmaktadır. Davalı işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin imza tarihi ise 08.09.2008 tarihi olup davacının toplu iş sözleşmesinin imza tarihinden sonra üye olduğu görülmektedir. Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanun"un 39/2.inci maddesinde: "Toplu iş sözleşmesinden, sözleşmenin imzalanması tarihinde taraf sendikaya üye olanlar yürürlük tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar ise üyeliklerinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirildiği tarihten itibaren yararlanır." şeklindeki düzenleme nedeniyle davacının üyeliğinin işverene bildirildiği tarihte toplu iş sözleşmesinden yararlanabilecektir. Davacının sendika üyeliğinin davalıya bildirildiği tarih araştırılarak bildirildiği tarihten itibaren hesaplamalar yapılmalıdır. Açıklanan nedenle yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.04.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.




 

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi