17. Hukuk Dairesi 2015/16810 E. , 2018/9347 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacının eşi Mustafa"nın davalı ... şirketine trafik sigortalı traktörü ile karıştığı çift taraflı trafik kazasında vefat ettiğini, kaza tespit tutanağına göre murisin 6/8, diğer araç sürücüsünün 2/8 oranında kusurlu olduklarını, davalıya yapılan başvurunun reddedildiğini ve 3. kişi sıfatı ile dava açtıklarını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile, 80.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davacının 3. kişi olarak kabul edilemeyeceğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 46.651,40 TL"nin dava tarihi olan 13/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... şirketinden tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacıların talebinin doğrudan kendileri üzerinde doğan destekten yoksunluk zararına ilişkin olması, bu zararın oluşumundaki desteğin kusurunun davacılara yansıtılamayacağı, sürücü desteğin kusurlu olmasının, onun desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine ilişkin HGK"nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK"nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas- 2012/92 Karar, HGK"nun 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 Esas- 2013/74 Karar sayılı
ilamları uyarınca, davalının tazminattan sorumluluğuna hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının, 6098 sayılı TBK"nun 53/3. (818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 45/2.) maddesi gereği, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın sürücüsü olan desteğinin karıştığı kazada ölümü nedeniyle ve zarar gören 3. kişi sıfatıyla destekten yoksun kalma tazminatı isteminde bulunmaktadır. Davacının talebi ve iddia ettiği zarar, ölenin mirasçısı sıfatına değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatına dayanmaktadır. Dolayısıyla, davacının ölenin mirasçısı sıfatına dayanmayan, doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki desteğin kusuru davacıya yansıtılamayacak ve desteğin kusuru onun desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyecektir (HGK"nun 15.6.2011 gün ve ... Esas-411 Karar, HGK"nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas- 2012/92 Karar, HGK"nun 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 Esas- 2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca). Bu durum karşısında; davacının, zarar gören 3. kişi sıfatına dayanan zarar giderim talebi nedeniyle, davacı desteğinin kazadaki kusurunun davacıya yansıtılamayacağı, desteğin idaresindeki aracın ZMSS poliçesini düzenleyen davalı sigortacının zarardan sorumlu olduğu gözetilerek değerlendirme yapılması gerekir.
Mahkeme tarafından yaptırılan kusur incelemesinde, davacılar desteğinin kazada %75 ve kazaya karışan karşı araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu olduğu saptanmış; aktüer bilirkişi tarafından 13.12.2013 tarihli rapor ile kusur indirimi yapılmaksızın karşı araç sigortasından yapılan ödeme güncellenerek düşülmek suretiyle tazminat hesabı yapılmış, rapora tarafların itirazı üzerine 1. ek rapor alınmış ve bu rapora davacı tarafın itirazı üzerine alınan 2. raporda seçenekli tazminat hesabı yapılmış, netice olarak mahkemece davacı desteğinin %75 kusuru indirilmek suretiyle bulunan 46.651,40 TL destekten yoksun kalma tazminatına karar verilmiştir.
KTK"nın 88. maddesindeki "Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur" düzenlemesi ile birden fazla kişinin zararı tazminle yükümlü olması durumunda zarar
görene karşı müteselsil sorumluluk ilkesi benimsenmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 61. (818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 51.) maddesindeki "Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır" düzenlemesine göre de, zarar gören 3. kişi konumunda olan davacı zararın tamamını, isterse sorumluların hepsinden isterse bir kısmından isteyebilir. Davacı, açıkça kusur oranında sorumluluğa karar verilmesini istemediğine göre, dava dışı karşı araç sürücüsünün de kazada kusurunun bulunması davalı sigortacının müteselsil sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır.
Açıklanan maddi ve hukuksal olgulara göre mahkemece; zarar gören 3. kişi konumunda olan davacının maddi zararının belirlenmesinde, desteğin kazadaki kusurunun davacılara yansımayacağı; KTK"nun 88. maddesindeki müteselsil sorumluluk ilkesinin sonucu olarak, kazaya karışan karşı araç sürücüsünün kazadaki kusurunun da davacının sıfatı nedeniyle davacıya yansıtılamayacağı; zarardan müteselsilen sorumlu olan davalı sigortacının ödeme yaptıktan sonra diğer müteselsil sorumlulara rücu hakkını kullanabileceği hususları gözönünde bulundurularak, herhangi bir kusur indirimi yapılmaksızın hesaplanan tazminatın (davalı sigortacının poliçe limiti dahilinde) hüküm altına alınması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda yazılı 2.390,07 TL kalan harcın davalı ... şirketinden alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 22/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.