22. Hukuk Dairesi 2018/12116 E. , 2018/22022 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk(...) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 01/10/1975 tarihinden itibaren hiç ara vermeden sigortalı olarak çalıştığını, 28/06/2009 tarihinde emekli olduğunu, yasal hakları olan kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti resmi ve dini bayramlar ile tatil günleri ücreti alacağının ödenmediğini, müvekkilinin hiç izin kullanmadığını, bayram ve hafta sonu tatillerinde çalıştığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 400,00 TL kıdem tazminatı, 200,00 TL izin ücreti, 200,00 TL fazla çalışma ücreti ve 200,00 TL resmi ve dini bayramlar ile tatil günleri ücreti olmak üzere toplam 1.000,00 TL alacağın 28/06/2009 tarihinden itibaren en yüksek banka faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 01/10/1980 tarihinde işe başladığını, çalısmasının aralıklarla devam ettiğini, 1993 yılında işe başlayıp 13/05/2006 tarihinde müvekkilinin ... yerinden ayrılarak müvekkiline ait olmayan başka bir yerde işe başladığını, 12/05/2006 tarihinde istifa dilekçesi verdiğini, daha sonra yine 01/01/2007 tarihinde müvekkiline ait ... yerinde yeniden işe başladığını 28/06/2009 tarihinde ibraname düzenleyerek davalıya verdiğini, davacının çalışmalarının kesintisiz olmadığını, davacının vermiş olduğu ibranamede; dava dilekçesiyle talep ettiği alacaklarının tamamını tek tek sayarak tam olarak aldığını, başkaca alacağının kalmadığını belirttiğini, ibranamenin davacının işten ayrıldığında düzenlendiğini, işçilik haklarından feragatname niteliği taşıdığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Bozma kararı öncesi yapılan yargılamada, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde talep edilen alacakların miktarlarının attırılması için 27.11.2012 tarihinde ıslah talebinde bulunulduğu halde bu kez bozma ilamından sonra Yerel Mahkemece yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporundan sonra da 06.01.2016 tarihinde ikinci kez ıslah dilekçesi verilerek taleplerinin arttırıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davacı vekilinin ikinci kez verdiği ıslah dilekçesi hükme esas alınmıştır. Bozma öncesi yapılan yargılamada ıslah talebinde bulunulduğu halde 2. kez ıslah talebinde bulunulması ve hükme esas alınması usul ve yasaya aykırı olmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 176/2 maddesinde ki “ Aynı davada taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilirler” amir hüküm niteliğindeki düzenleme karşısında davacı tarafın aynı davada ikinci kez ıslah talebinde bulunması mümkün değildir. Kaldı ki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 06.05.2016 tarihli 2015/1 esas 2016/1 karar sayılı kararında da “ Bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına” karar verilmiştir. Bu nedenle Mahkemenin, davacı tarafından yasal mevzuata ve İçtihadı Birleştirme kararına açıkça aykırı olacak şekilde ikinci kez ve bozma sonrası yapılan ıslah talebine değer vererek hüküm oluşturması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 15.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.