21. Hukuk Dairesi 2019/1234 E. , 2020/198 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ile davalılardan Sosyal Güvenlik Kurumu, ... ile ihbar olunan ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü, aşağıdaki karar verildi.
KARAR
Dava, davacının davalılara ait apartmanda 01.02.2000 – 13.11.2010 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir.
İnceleme konusu davada; davacının hizmet tespiti talep ettiği, yargılama devam ederken davalı ...’in 09.09.2018 tarihinde vefat ettiği, mahkemece mirasçılar davaya dahil edilmeyerek davanın kısmen kabulüne karar verildiği ancak gerekçeli kararın mirasçılara davacı istemi üzerine tebliğ edildiği, kararın ise mütevveffa ve diğer davalı şahıs vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
HMK 72. maddede "Davanın vekil aracılığıyla açılmasında ve takip edilmesinde kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak üzere Borçlar Kanununun temsile ilişkin hükümleri uygulanır" hükmü ile TBK 513. Maddesinde " Sözleşmeden veya işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça sözleşme, vekilin veya vekalet verenin ölümü, ehliyetini kaybetmesi ya da iflası ile kendiliğinden sona ermiş olur..." hükmü düzenlenmiştir.
Somut davada, davalı ... 09.09.2018 tarihinde vefat etmiş ve davalının mirasçıları tarafından, hükmü temyiz eden davalı vekiline vekaletname verilmemiştir. Davalının ölümü ile vekalet ilişkisi sona ermiş olduğundan ölüm tarihinden sonra vekilin mütevveffa yönünden davayı takip etme sıfatı bulunmamaktadır. Mahkemece davalı mirasçılarının davaya dahil edilmesi gerekmektedir.
Ayrıca davalı şahıslar ... ve ... adına çıkarılan gerekçeli karar tebligatlarının iade gelmesi üzerine 35. md’ye göre tebligat yapıldığı görülmektedir.
19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesine göre “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.”; Yine, 6099 sayılı Kanunun 5. maddesi ile 7201 sayılı Kanunun 21. maddesine eklenen ikinci fıkrasına göre, “Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Kabule göre de adres kayıt sisteminde yazılı adresi bulunanlara, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, adres kayıt sisteminde yazılı adresine, 21. maddenin ikinci fıkrasına göre tebliğ yapılması gerekecektir. Anılan bu düzenleme karşısında Tebligat Kanunu 21/2 maddesi gereğince, tebligat yöntemince çıkartıldıktan sonra, temyiz süresi geçtikten ve (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesinde yer alan 1086 sayılı Yasa"nın temyize ilişkin hükümlerinin uygulanmasının gerektiğine ilişkin düzenleme gereğince) Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu"nun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesi gerekirken usulüne uygun olmayan 35. md’ye göre yapılan tebligata göre temyiz incelemesine gönderilmesi hatalı olmuştur.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden ilgililere iadesine
27/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.