17. Hukuk Dairesi 2015/17224 E. , 2018/9339 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracı sevk ve idare eden davacının eşi Ali"nin yaptığı kazada öldüğünü, davacının ölenin desteğinden yoksun kaldığını, davalıya başvuru yapıldığı halde tazminat ödenmediğini, zarar gören 3. kişi konumunda olan davacının zararından davalının sorumlu olduğunu belirterek belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL. tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 27.01.2015 tarihli artırım dilekçesiyle, taleplerini 132.468,87 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığını, sigortalı aracın sürücüsü olan davacının eşinin kazada tam kusurlu olduğunu, 3. kişi olarak kabulü mümkün olmayan davacının zararından sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 107.719,25 TL. tazminatın, 10.000,00 TL"lik kısmının dava ve bakiye kısmının ıslah tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp
-2-
değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davacının talebinin doğrudan kendisi üzerinde doğan destekten yoksunluk zararına ilişkin olması, bu zararın oluşumundaki desteğin kusurunun davacıya yansıtılamayacağına ilişkin HGK"nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK"nun 22.2.2012 gün ... Esas- 2012/92 Karar, HGK"nun 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 Esas- 2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca, davalının tazminattan sorumluluğuna hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davalı tarafından düzenlenen trafik sigorta poliçesinin tanzim tarihi ve davaya konu kaza tarihi itibariyle yürürlükte olmayan yeni ZMSSGŞ"nın somut olay bakımından uygulanmasının mümkün olmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki (2 nolu) bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle, ölenin yakınının destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davalı sigortacı tarafından zorunlu trafik sigortalı ... plakalı araç, hususi otomobil olup dava dışı ..."e aittir. O halde, temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken, ticari faize hükmedilmesi doğru değildir.
3-Davacı taraf, dava dilekçesine ve talep artırım dilekçesine konu ettiği bedeller için kaza tarihinden itibaren temerrüt faizine karar verilmesini talep etmiş; mahkeme ise, dava dilekçesindeki bedel için dava ve artırım dilekçesindeki bedel için talep artırım tarihinden geçerli olmak üzere temerrüt faizine karar vermiştir.
Davalı ... şirketi, kaza yapan aracın trafik sigortacısıdır. Haksız fiil faili olan sürücünün eylemi sonucu oluşan zararla ilgili, araç işleteninin sorumluluğunu teminat altına alan trafik sigortacısı, 2918 sayılı KTK"nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları"nın B.2. maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödemekle yükümlüdür. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalı sigortacının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafın, davadan önce başvurusunun bulunmadığı durumda ise, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir.
Somut olayda; davacı tarafın 23.05.2012 tarihli dilekçesiyle davalı sigortacıya başvurduğu, başvuru dilekçesinin 24.05.2012 tarihi itibariyle davalıya ulaştığı görülmektedir. Bu durum karşısında; başvuruyu takip eden 8. İşgününün sonu olan 06.06.2012 tarihi itibariyle, davalı
-3-
sigortacının, zararın tamamı için temerrüde düştüğü gözetilip, bu tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, temerrüt tarihinin yanlış tespiti doğru değil bozma sebebi ise de; bu yanılgıların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK"nun geçici 3/II. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan "davalıdan tahsiline, bu bedelden 10.000,00 TL"sine dava tarihinden itibaren, kalan 97.719,25 TL"sine ıslah tarihi 27.01.2015 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına" ibaresinin hükümden çıkartılarak, yerine "davalının temerrüt tarihi olan 06.06.2012"den işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline" ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 22/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.