17. Hukuk Dairesi 2015/12176 E. , 2018/9332 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili ile davalılar ... ve ..."ya vesayeten ... vekilince talep edilmiş, davalılar ... ve ..."ya vesayeten ... vekilince de duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 16.10.2018 Salı günü davacılar vekili Av. ... ile davalılar ... ve ..."ya vesayeten ... vekili Av. ... geldi. Diğer davalı ... şirketi tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, davacıların oğlu Halil"in idaresindeki bisiklete çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, davalı sürücünün kazada tam kusurlu olduğunu, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldığını ve manevi zarara uğradıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı ... şirketi sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla 29.000,00 TL. maddi ve 100.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek reeskont (manevi için yasal) faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 10.09.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 91.402,38 TL"ye yükseltmiş ve davaya konu tüm tazminatların ticari faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
Davalılar ... ve ... vekili, davaya konu kazanın ölen çocuğun kusuru ile gerçekleştiğini ve davalıların kazada kusuru bulunmadığını, ölenin yaşı itibariyle davacılara destek olmasının mümkün olmadığını, davacıların ekonomik durumlarına göre de destek ihtiyaçlarının olmadığını, istenen manevi tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... şirketi vekili, poliçe limitiyle sınırlı biçimde ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını, davacıların kusur ve zararı ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delilere göre; davanın kabulü ile davacı ... için 35.551,33 TL. ve Mehmet için 26.851,05 TL. destekten yoksun kalma tazminatının, davalı ... şirketi yönünden dava ve diğer davalılar yönünden kaza tarihinden (ıslah ile artırılan kısımlar ıslah tarihinden olmak üzere) işleyecek avans faiziyle birlikte müteselsilen tahsiline; davacılar için 50.000,00"er TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davalı ... şirketi bakımından davanın TTK"da düzenlenen sigorta sözleşmesine dayandığı, bu davalı ile diğer davalıların ihtiyari dava arkadaşı olduğu ve tüm davalılar bakımından davanın aynı mahkemede görülmesinin usul ekonomisine uygun olduğu dikkate alındığında, davada mahkemenin görevli olmasına; konusunda uzman bilirkişi heyeti tarafından, oluşa ve dosya kapsamına uygun biçimde düzenlenen rapordaki kusur oranlarının benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına; maddi tazminat yönünden, Dairemiz"in yerleşik uygulamalarındaki prensiplere uygun hesaplamaları içeren, uzman bilirkişi raporunun hükme esas alınmış olmasına; manevi tazminatın takdirinde TBK"nun 56. (BK"nun 47.) maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına; zarara sebep olan davalı tarafa ait aracın ticari yolcu otobüsü olduğu gözetildiğinde, temerrüt faizi olarak ticari faize karar
verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davalılar ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının, destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf dava dilekçesinde, 29.000,00 TL. maddi tazminat isteminde bulunmuş; tazminata ilişkin 03.07.2014 tarihli hesap bilirkişi raporuyla, davacıların toplam maddi tazminat alacağı 91.132,43 TL. olarak hesaplanmış; davacılar vekili 10.09.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, dava dilekçesindeki taleplerinin kabulünü ve bilirkişi raporu doğrultusunda 62.402,38 TL. daha maddi tazminatın davalılardan tahsilini istemiştir. Bu durumda, davacı tarafın ıslah yoluyla gerçekleştirdiği bedel artırımıyla birlikte, toplam 91.402,38 TL. maddi tazminat isteminde bulunduğu açıktır.
Anılan maddi olgular karşısında mahkemece; dava ve ıslah dilekçesine konu edilen ve bilirkişi raporunda usulünce saptanmış olan maddi tazminatın tamamının hüküm altına alınması gerekirken, davacı tarafın ıslah dilekçesi hatalı yorumlanmak suretiyle ve taleple bağlı kalındığı gerekçesiyle, eksik maddi tazminata hükmedilmesi doğru olmamıştır.
3-Davacı taraf, dava ve ıslah dilekçesinde, davaya ve ıslah talebine konu ettiği maddi tazminat için kaza tarihinden itibaren faize karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, dava dilekçesinde istenen miktara, davalı sigortacı için dava ve diğer davalılar için kaza tarihinden; ıslah ile artırılan bölüme ise ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın temeli, haksız eyleme dayanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Haksız fiil faili olan sürücünün eylemi sonucu oluşan zararla ilgili, araç işleteninin sorumluluğunu teminat altına alan trafik sigortacısı bakımından ise, 2918 sayılı KTK"nun
99/1.maddesi ile ZMSS Genel Şartları"nın B.2. maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalı sigortacının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafın, davadan önce başvurusunun bulunmadığı durumda ise, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir.
Mahkeme tarafından, dava dilekçesindeki 29.000,00 TL"lik bedele, davalı sigortacı için dava ve diğer davalılar için kaza tarihinden faiz işletilmesinde bir usulsüzlük bulunmamakla birlikte; ıslah edilen kısım itibariyle de aynı şekilde faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi de bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine ve manevi tazminata ilişkin mahkeme hükmünün ONANMASINA; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; 1.630,00 TL vekalet ücretinin davalılar ... ve ..."dan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 9.169,35 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar ... ve ..."dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 22/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.