2. Ceza Dairesi Esas No: 2019/11065 Karar No: 2020/1324 Karar Tarihi: 21.01.2020
Hırsızlık - mala zarar verme - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2019/11065 Esas 2020/1324 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararda, sanık hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından mahkum edilmiştir. Ancak, yapılan tebligatların usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle sanığın temyiz istemi reddedilmiştir. Kararda, Tebligat Kanunu'nun adres kayıt sistemi ile ilgili maddelerine atıfta bulunulmuş ve sanığın son bildirdiği adresin tebliğ usulüne uygun olmadığı belirtilmiştir. Ayrıca, TCK'nın 53. maddesinde öngörülen hak yoksunluklarının infaz aşamasında gözetilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kanun maddeleri olarak, Tebligat Kanunu'nun 10/2. fıkrası, 21/1. ve 21/2. maddeleri, 23/1-8 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi ile TCK'nın 53. maddesi gösterilmiştir.
2. Ceza Dairesi 2019/11065 E. , 2020/1324 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü; 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanunu"nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerekirken; yokluğunda verilen kararın sanık ...’un son bildirdiği adrese Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre MERNİS şerhi düşülmeksizin tebliğ edildiği, sonrasında sanığın MERNİS adresine aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca MERNİS şerhi ile tekrar tebligat yapıldığının anlaşılması karşısında; yapılan tebligatların usulüne uygun olmaması nedeniyle sanık ...’un 22.05.2015 tarihli temyiz isteminin öğrenme üzerine süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi"nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükümlerin kısmen istem gibi ONANMASINA, 21.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.