Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1836
Karar No: 2017/7219
Karar Tarihi: 03.10.2017

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/1836 Esas 2017/7219 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/1836 E.  ,  2017/7219 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Kadastro sırasında ... ilçesi, ... köyü 150 ada 25 parsel sayılı 6074,66 m2 yüzölçümlü taşınmaz, 1936 tarih 298 sayılı vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla niteliği ile davalılar adına tespit edilmiştir.
    Davacı Hazine, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddi ile dava konusu taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 20.04.2010 tarih, 2010/2163-5376 E.K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ""...Mahkemece çekişmeli taşınmazın kesinleşmiş orman tahdidinin dışında kaldığı ve davalılar yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının oluştuğu gerekçesiyle dava reddedilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Hükme esas alınan ziraat ve jeolog bilirkişiler tarafından müşterek hazırlanan 07.07.2008 tarihli raporda; “Taşınmaz üzerinde 10 yıldır tarımsal faaliyet olmamıştır. Üzerinde bir adet çeşme bulunmaktadır. Çeşmenin olduğu alan ve taşınmazın tümü ot, diken böğürtlen, dut, meşe akçakesme ve yaşları 25-30 olan ceviz ağaçları ile kaplıdır. Taşınmazın eğimi çeşmenin bulunduğu alanda dereye doğru % 90"lara kadar çıkmakta, çeşmeden uzaklaştıkça 10 lara kadar düşmektedir. Taşınmaz sulanma imkanına sahip, çeşmenin olduğu yer 6.sınıf, diğer yerler 4.sınıf tarım arazisidir. Ancak ... deresine dar denebilecek ölçülerde bir şerit halinde uzandığından her zaman ... tehlikesi ile karşı karşıyadır. Bir feyezandan sonra yapısal durumu değişebilir. Taşınmazın 480 metre kotları ... deresinin taşkın ... sınırları içindedir. Bu durumun göz önünde bulundurulması gereklidir. ... Çayı havzasında dere ıslahı olmadığından ve dere akış şartları kontrol altına alınmadığından 480 metre kotları uzun dönemde akarsuyun taşkın fezeyanından etkilenmesi mümkündür.” denilmesine rağmen mahkemece raporda belirtilen olgular üzerinde hiç durulmamıştır. Raporda, taşınmaz eğiminin yer yer % 90 kadar çıktığı belirtildiği halde bu bölümler fen bilirkişi krokisi üzerinde gösterilmediği gibi bu kısımlar üzerinde taşınmazın ekonomik amacına uygun nasıl bir zilyetlik sürdürüldüğü belirlenmemiştir. Jeolog bilirkişi, taşınmazın 480 metre kotlarının ... Deresinin taşkın ... içinde olduğunu belirtmesine rağmen taşınmazın taşkından etkilenen bölümleri belirlenerek bu bölümlerin zilyetlikle kazanılacak yerlerden olup olmadığı hususları üzerinde de durulmamıştır. Bunun yanında, yörede 1949 yılında yapılan orman kadastro haritası uygulanmak suretiyle taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı bildirilmişse de, taşınmazın doğusunda geçen orman tahdit hattı harita üzerinde gösterilmediğinden rapor denetlenemediği gibi çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosunun 1949 yılında herhangi bir köy ya da belde sınırı esas alınmadan seri bazda yapıldığı, yapılan orman kadastrosunun köyün tamamını kapsamadığı, orman kadastrosu komisyonlarınca inceleme yapılmayan orman serisi dışında kalan
    yerlerde orman sınırlamasından sözedilemeyeceğinden, orman olup olmadığı en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenejman planının uygulanması, üzerindeki bitki örtüsü, toprak yapısı, eğimi ve çevresinin incelenmesi sonucu belirlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi de doğru değildir. O halde; Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, ayrıca yukarıda ziraat ve jeolog bilirkişi raporunda belirtilen konular araştırılarak taşınmazın yüksek eğimli bölümleri belirlenmeli, bu bölümler üzerinde ekonomik amacına uygun zilyetlik sürdürülüp sürdürülmediği incelenerek bu konuda ziraat bilirkişiden rapor alınmalı, jeolog bilirkişi raporunda ... deresinin taşkın hezeyanı içinde olduğu bildirilen taşınmaz bölümleri belirlenerek fen bilirkişi raporu üzerinde gösterilmeli, 3402 sayılı Kanunun 14.maddesi karşısında bu bölümlerin zilyetlikle kazanılacak yerlerden olup olmadığı değerlendirilmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır..."" gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece davacı Hazinenin davasının kısmen kabulüne dava konusu parselin kadastro tespitinin iptali ile fen bilirkişisinin 28/04/2015 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile işaretlenen 3489,03 m2"lik alanın 150 ada 25 parsel numarası ile davalı ... adına kayıt ve tesciline; fen bilirkişisinin raporunda (B), (C) ve (F) harfleri ile sınırlandırılan toplam 1712.76 m2"lik alanın ... köyüne ait 150 ada, son parsel numarası verilerek Hazine adına çalılık ve tarla olarak kayıt ve tesciline; teknik bilirkişisinin raporunda (E) harfi ile işaretli dere yatağı taşkın ve fezeyan alanı içinde kalan alan ile (D) harfi ile işaretli taşlık kayalık alan toplamı olan 872,87 m2"lik taşınmazın tescil harici bırakılmasına; davalı ..."ı, tutanak ekindeki 01/12/1998 tarihli harici gayrimenkul alım senedinin sınırlarının, fen bilirkişisi 28/04/2015 tarihli rapor ve krokisinde (G) harfi ile kesik çizgilerle gösterilip kısmen tescil harici dere şevi, kısmen (E) ve (F) harfleri ile işaretli alanda kaldığının tespitine karar verilmiş hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1949 yılında orman kadastrosu yapılmıştır. 1978 yılında aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması yapılmıştır. Daha sonra 1989 yılında 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması yapılmış, 23.03.1990 tarihinde ilan edilerek kesinleşmiştir.
    HMK"nın 26. madde vd. hükümlerine göre mahkeme talep bağlı olup, davacı Hazinenin taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla açmış olduğu davada mahkemece fen bilirkişisinin 28/04/2015 tarihli rapor ve krokisinde (E) ve (D) kısımlarının tescil harici (B), (C) ve (F) kısımlarının ise Hazine adına Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden oldukları belirlenerek hüküm kurulmuş olup bu şekilde değerlendirmelerde isabetsizlik yoktur.
    Ancak davanın reddine karar verilen (A) bölümü ile ilgili tespit gibi tescil kararı verilmesi gerekirken bu yönde açılmış bir dava yokken sadece tespit maliki ... adına tescil edilmesi yanlış olup (A) kısmının ... ve ... adına tespit gibi tesciline şeklinde hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı olup, bozma nedenidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ..."ın (B), (C), (D), (E) ve (F) kısımlarına yönelik temyiz itirazlarının reddine; (A) kısmına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 03/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi