15. Hukuk Dairesi 2019/1688 E. , 2020/197 K.
"İçtihat Metni"Davacılar 1-... 2-... ile davalı ... İnş. Müt. Taah. Tur. Gıda Konf. Tem. Eğt. Öğrt. Mahr. Oto. Paz. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasındaki davadan dolayı ... 1. Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 07.03.2016 gün ve 2014/1081 E.-2016/100 K. sayılı hükmü onayan 23. Hukuk Dairesinin 04.02.2019 gün ve 2016/8207 E.-2019/263 K. sayılı ilamı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
K A R A R -
Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan, eksik ve ayıplı işlerin giderilmesi için davalıya süre verilmesi, tamamlanmadığı taktirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı yüklenici vekilince temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi tarafından verilen 04.02.2019 gün 2016/8207 Esas, 2019/263 Karar sayılı onama ilamına karşı, davalı yüklenici vekilince yasal süresi içerisinde karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Karar düzeltme talebinin kural olarak temyiz incelemesini yapan Yargıtay Hukuk Dairesince incelenmesi gerekmekte ise de; Yargıtay Büyük Genel Kurulu"nun 09.02.2018 gün 2018/1 sayılı işbölümü kararı ile arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan ve 01.07.2016 tarihinden sonra temyiz ya da karar düzeltme talepli olarak Yargıtay"a gelen dosyalardaki temyiz ya da karar düzeltme taleplerini incelemek görevi Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"ne verildiğinden karar düzeltme talebi Dairemizce incelenmiştir.Davacılar vekili; taraflar arasında 12.08.2008 tarihinde Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzalandığını, davalı yüklenicinin sözleşmedeki edimlerini tam yerine getirmediğini, eserde eksik ve ayıplı imalâtlar bulunduğunu ileri sürerek davalıya eksik ve ayıplı imalâtların giderilmesi için süre verilmesi, tamamlanmaması halinde şimdilik 20.000,00 TL"nin faizi ile davalıdan tahsiliyle birlikte müvekkili ... Apartmanı Site yönetimi tarafından yapılan toplam 3.527,40 TL"nin tahsilini talep ve dava etmiş, ıslahla dava değerini yükseltmiştir.Davalı vekili; davacının yüklenici firmayı davalı göstermesi gerekirken, husumeti yüklenici firma adına şirket müdürü olan müvekkili ..."ya yöneltmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, apartman yönetiminin husumet ehliyeti olmadığını savunarak davanın usulden reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalı yüklenici firmanın sözleşmedeki edimlerini tam olarak yerine getirmediği, bazı malzemelerin proje ve sözleşmeye uygun olmadığı ve ayıplı olduğu, bu ayıpların gizli ayıp niteliğinde olduğu, kullanımdan sonra da ayıplara bağlı sorunlar yaşandığı, davacılar tarafından bu durumun ve eksikliğin giderilmesi hususunun davalı yükleniciye bildirildiği ancak eksiklerin giderilmediği, mahkemece verilen sürede de herhangi bir işlem yapılmadığı, sözleşme ve projelerinde bulunup da yerinde uygulaması yapılamayan eksik ve ayıplı iş bedeli toplamının 76.869,43 TL olduğu gerekçesiyle davanın
kabulüne karar verilmiş, davalı vekilince temyiz edilen karar 23. Hukuk Dairesince onanmış, onama kararına karşı, davalı vekili karar düzeltme talep etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uymayan aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme taleplerinin reddi gerekmiştir.
2-Davacılardan (arsa sahibi) ... ile davalı yüklenici arasında 12.08.2008 tarihli ... 3. Noterliği"nin 5273 yevmiye nolu düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalanmıştır. Eldeki davada davacı ... sözleşmenin tarafı olarak kendi adına, diğer davacı ...apartman yöneticiliği adına ... yönetici sıfatıyla, apartmanı inşa eden davalı yüklenici şirket aleyhine eksik ve ayıplı işlerin giderilmesi için dava açmış olup, davacı Apartman Yönetimi ile davalı yüklenici arasında akdi ilişki bulunmamaktadır. Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti; davaya konu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, davaya konu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise davaya konu hakkın yükümlüsünü belirler.Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde kabul edilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatı bu anlamda, defi değil itiraz niteliğinde olup; taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği gibi taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re"sen nazara alınmalıdır. Bu durumda mahkemece, davacılardan Apartman yönetimi ve davalı yüklenici arasında akdî ilişki kurulmamış olduğundan, sözleşmelerin nisbiliği prensibi uyarınca davacı Apartman Yönetimi yönünden davanın husumetten reddi gerekmektedir.
3-Davalı yüklenici ile akdi ilişkisi bulunan davacı ... yönünden ise, mahkemece hüküm altına alınan eksik ve kusurlu imalât bedelleri, ortak alanlarla ilgili olup, bunların bedeli için davacının, arsa payına göre miktar belirlenip hüküm altına alınması gerekirken tamamına hükmedilmesi doğru olmamıştır.Yerel mahkeme kararının bu gerekçelerle bozulması gerekirken onandığı bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından karar düzeltme talebinin kabulü uygun bulunmuştur.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer karar düzletme taleplerinin reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile Yargıtay 23. Hukuk Dairesi"nin 04.02.2019 gün ve 2016/8207 Esas, 2019/263 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak hükmün davalı yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilmediğinden davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 143,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davalıya iadesine, ödediği karar düzeltme peşin harcının istek halinde karar düzeltme isteyen davalıya geri verilmesine, 22.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.