Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/29383 Esas 2011/10405 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/29383
Karar No: 2011/10405

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/29383 Esas 2011/10405 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Ankara 11. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 16/09/2010 tarihli kararında, Borçlar Kanunu’nun 388. Maddesi gereğince vekilin kambiyo taahhüdünde bulunabilmesi için özel yetkiyi haiz olması gerektiği, ticari vekilin böyle bir taahhüt altına girmesi de aynı Kanunun 453. Maddesinde özel yetkinin bulunması koşuluna bağlandığı belirtilmiştir. Ancak, Borçlar Kanunu’nun 450. Maddesine göre ticari mümessil böyle bir özel yetkisi olmadan kambiyo taahhütlerinde bulunabilir. Somut olayda takip dayanağı çeki borçlunun vekil tayin ettiği A..Ş.’in vekaleten imzaladığı iddiasında bulunulmuş ancak vekaletname kapsamı dikkate alındığında A..Ş.’in ticari mümessil olmadığı ve vekile özel olarak çek imzalama yetkisi de verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece bu konu üzerinde durulmadan eksik inceleme ile imzanın vekil tarafından atıldığı gerekçesiyle karar verilmiştir. Ayrıca, TTK’nun 582. Maddesi gereğince akit ile borçlanmaya ehil olan kişilerin poliçe ve bono ile de borçlanabileceklerine dikkat çekilerek kambiyo senedini düzenleyebilmek için hukuki ehliyete sahip olma gerektiği belirtilmiştir. Borçlunun temsilcisi olan A..Ş.’nin vasi tayin edildiği belirtilmiştir ancak adı geçenin çekin tanzim tarihinde ehliyetsiz olup olmadığı araştırılmaksızın öncelikle bu durum değerlendirilmeden karar verildiği belirtilmiştir. Bu nedenle, borçlunun temyiz itirazlarının kabul edilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- Borçlar Kanunu 388. Maddesi
- Borçlar Kanunu 453. Maddesi
- Borçlar Kanunu 450. Maddesi
- Türk
12. Hukuk Dairesi         2010/29383 E.  ,  2011/10405 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara 11. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 16/09/2010
    NUMARASI : 2010/736-2010/1150

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
    Borçlar Kanunun 388.maddesi gereğince vekilin kambiyo taahhüdünde bulunabilmesi için özel yetkiyi haiz olması gerektiği gibi ticari vekilin böyle bir taahhüt altına girmesi de aynı Kanunun 453.maddesinde özel yetkinin bulunması koşuluna bağlanmıştır. Ancak, Borçlar Kanununun 450.maddesine göre ticari mümessil böyle bir özel yetkisi olmadan kambiyo taahhütlerinde bulunabilir.
    Somut olayda, takip dayanağı çeki borçlunun vekil tayin ettiği A.... Ş.."in vekaleten imzaladığı iddiasında bulunulmuştur.
    Yenimahalle Noterliği"nce düzenlenen 04.03.2009 tarihli vekeletnamenin, A... Ş..."e, borçlu şirket adına işlemleri ifa ve icraya yönelik verilmiş dar ve özel bir vekaletname olduğu, vekaletname kapsamı dikkate alındığında A.. Ş..."in ticari mümessil sayılamayacağı ve vekile özel olarak çek imzalama yetkisi de verildiği anlaşılmış ise de adı geçen vekil Ankara 36.Noterliği"nin 03.05.2010 tarih ve 5007 yevmiye numaralı azilname ile bu görevinden azledilmiştir. Çekin tanzim tarihi olan 31.05.2010 tarihi itibariyle borçlu şirket adına çek keşide etme yetkisi de bulunmamaktadır.
    Mahkemece bu konu üzerinde durulmadan, eksik inceleme ile imzanın vekil tarafından atıldığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Ayrıca, TTK"nun 582.maddesi gereğince; "akit ile borçlanmaya ehil olan kimse, poliçe ve bono ile borçlanmaya da ehil" olduğundan, ancak medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olan kişiler kambiyo senedi düzenleyebilirler. Başka bir deyişle, kanun koyucu kambiyo senetlerinin düzenlenmesi için özel bir ehliyet aramamıştır. Şu halde, medeni hakları kullanmak ehliyetinden kısmen veya tamamen mahrum bulunan kişiler, kambiyo senedi düzenleyemezler. Bu nedenle borçlunun (somut olayda murisin) "senedi düzenlediği tarihte" hukuki ehliyete sahip olması gerekir. Aksi takdirde, senet geçerli olmaz. Alacaklı, senedi düzenleyen kişinin ehliyetsiz olması halinde iyiniyetli olduğunu dahi ileri süremez. Çünkü ehliyet konusu kamu düzenini ilgilendirir ve süreye tabi olmaksızın mahkemeden takibin iptali istenebilir.
    Borçlunun dilekçesi ekindeki borçlu şirket temsilcisi A....Ş.."e vasi tayin edildiğine dair karar içeriği incelendiğinde, Ankara 13.Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 03.06.2010 tarih ve 2010/7197-746 K. sayılı ilamı ile Medeni Kanun"un 405.maddesi uyarınca adı geçene vasi tayin edilmiştir. Bu durumda adı geçenin çekin tanzim tarihinde ehliyetsiz olup olmadığı araştırılmaksızın öncelikle bu durum değerlendirilmeden yazılı şekilde sonuca gidilmesi de doğru değildir.
    SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.