23. Hukuk Dairesi 2014/8400 E. , 2015/6220 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kırklareli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/06/2014
NUMARASI : 2013/432-2014/346
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin de aralarında bulunduğu arsa sahipleri ile davalı kooperatif arasında imzalanan 22.05.1996 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, yüklenici kooperatifin 36 ay içerisinde inşaatı tamamlayıp arsa sahiplerine dairelerini teslim edeceğinin, bu süre içerisinde teslimin gerçekleşmemesi halinde daire başına aylık 400 DM gecikme tazminatı ödeneceğinin ve bunun ödenmesinin gecikmesi halinde de gecikilen her ay için %20 gecikme zammı uygulanacağının kararlaştırıldığını, iki dairesi bulunan müvekkilinin gecikme tazminatı ve gecikme zammı ile birlikte toplam 53.390,21 TL alacağı bulunduğunu ileri sürerek, bu meblağın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen 30.12.2010 tarihli karar, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"nin 25.10.2011 tarih ve 3165 E, 6163 K sayılı ilamıyla, bir tam daire hissesi ile bir dairenin 5/6 hissesine sahip olan davacı arsa sahibinin isteyebileceği aylık gecikme tazminatının 733,33 DM, gecikme zammının da 146,66 DM olduğu, bu durumda talep edilen süreye göre toplam 15.645 DM gecikme tazminatı ve 5.549 DM gecikme zammı isteyebileceği, bu meblağların, davacı tarafın isteği ile bağlı kalınarak baz alınan 821.982 rakamıyla çarpımı sonucunda gecikme tazminatı ve gecikme zammı toplamının 17.421,00 TL olduğu, mahkemece BK"nın 161/son maddesi hükmü uyarınca takdiren uygulanan 1/3 tenkis oranına göre bulunan 11.615,00 TL"nin 8.574,00 TL"sinin gecikme tazminatı, 3.041,00 TL"sinin de gecikme zammı olduğu, mahkemece bu miktarlar dikkate alınarak hüküm oluşturulmasının gerektiği, gecikme zammının mükerrer hesaplanmasının doğru olmadığı belirtilerek bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda verilen 17.04.2012 tarihli hüküm ise taraf vekillerinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 03.06.2013 tarih ve 2361 E, 3749 K sayılı ilamıyla, davacı vekilinin tüm, davalının vekilinin sair temyiz itirazlarının reddiyle, taraflar arasındaki sözleşmenin 18. maddesinde gecikme tazminatının zamanında ödenmemesi halinde uygulanacak aylık %20 oranındaki gecikme zammı (temerrüt faizi) kararlaştırılmış ise de, karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK"nın 88. ve 120. maddesi hükümleri somut olay bakımından değerlendirilerek, hükmedilen 3.040,00 TL gecikme zammı (temerrüt faizi) miktarı bakımından bilirkişiden denetime elverişli bir ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
Mahkemece, son bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma, benimsenen ek bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının 8.574,00 TL gecikme tazminatı ve 2.777,98 TL gecikme zammı alacağı olmak üzere toplam 11.351,98 TL alacağı bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 11.351,98 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davacı vekili dava dilekçesinde daha önce gecikme tazminatı ödenmiş olan 01.08.1999-14.12.2000 tarihleri arasındaki dönem için aylık % 20 gecikme zammı, 14.12.2000-24.09.2002 tarihleri arasındaki dönem için ise hem daire başına aylık 400 DM gecikme tazminatı, hem de aylık % 20 gecikme zammının tahsilini istemiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 88. maddesinin "Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz." hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur." düzenlemesine yer verilmiştir.
Mahkemece, hükme esas alınan ek bilirkişi raporunda 14.12.2000-24.09.2002 tarihleri arasındaki dönem için asıl alacak olarak belirlenen tutara faizin doğduğu tarihlerdeki yasal faiz oranı ve yüzde yüz fazlası dikkate alınmadan, bu dönemin tamamı için yasal faiz oranı olan %9"un yüzde yüz fazlası (%18) uygulanarak gecikme zammı miktarı hesaplanmış ise de, yapılan bu hesaplama hatalıdır. Zira, gecikme zammı hesabının talebe uygun olarak 01.08.1999 tarihinden itibaren başlatılması ve o tarihlerde yürürlükte bulunan faiz oranlarının dikkate alınması gerekmektedir. Diğer yandan, sanki alacağın tamamı 14.12.2000 tarihinde muaccel olmuş gibi, bu tarihten 24.09.2002 tarihine kadar faiz yürütülmesi de isabetsiz olmuştur.
Bu durumda, mahkemece, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"nin 25.10.2011 tarih ve 3165 E, 6163 K sayılı bozma ilamında tespit edilen ve bu bozma ilamı ile kesinleşen her aya ilişkin gecikme tazminatına bir defa gecikme zammı uygulanması şeklindeki yöntem ile 01.08.1999-24.09.2002 tarihleri arasında kalan dönem esas alınarak, bu dönem içinde yürürlükte bulunan faiz oranlarının yüzde yüz fazlasına göre, davalının borçlu olduğu gecikme zammı (temerrüt faizi) tutarının son bozma ilamı uyarınca hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınıp, son bozma ilamı ile davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hak miktarı olan 3.040,00 TL aşılmadan bir karar verilmesi gerekirken, ilk ve son bozma ilamında belirtilen yöntem, dönem ve ilkeye uymayan hatalı bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde iadelerine, davacı yönünden kararın tebliği tarihinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık, davalı yönünden karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02.10.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.