20. Hukuk Dairesi 2017/3911 E. , 2017/7210 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesi ile davalı ..."in müvekkillerinin rızası olmadan projede ortak alan olarak görünen bir kısım yerleri kapatarak dükkana dahil ettiğini, ortak alan kabul edilen bir bölümde kalorifer kazanı sistemi oluşturduğunu, bodrum kata inişi kapatarak kendi ticari faaliyetine uygun depo haline getirdiğini, ayrıca yine müvekkillerinin rızası olmadan ortak alan olarak kabul edilen dükkanların bulunduğu pasaja satışını gerçekleştirdiği ürünleri sıraladığını, müvekkillerinin kiracası olan iş yeri sahiplerinin iş yerlerinden gereği gibi faydalanmalarını engellediğini, kalorifer kazanından kaynaklanan iş ve kurumun müvekkilini hoşgörü sınırlarını aşan şekilde rahatsız ettiğini ve bu durumun komşuluk hukukuna aykırı olduğunu, ikinci kat dükkanların bulunduğu kata giriş kapısını kilitleyerek davacı müvekkillerinin de bu alana ulaşmasını engellediğinden bahisle izahını yaptıkları hususlar dışında davalının projeye aykırılık teşkil eden eylemlerinin tespiti ile davalının müdahalesinin men"ini ve müdahale teşkil eden sabit yapılarında kal"ini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece kazan dairesi davalının kendi parselinde olmakla birlikte davacının iddia ettiği gibi ortak alanlara davalının eşyalarına koyması sureti ile yaptığı müdahalenin ve bodrum kata girişi engellediğine ilişkin müdahale iddialarının keşif sırasında mevcut olmadığı ve müdahalenin sonlandırıldığı 20.04.2012 tarihli keşif zaptında mevcut mahkeme gözlemi ile ve bilirkişi raporu ile anlaşıldığı, bu nedenle bodrum kat ve 2. kattaki dükkanların bulunduğu kata giriş kapısını kilitleyerek ve aynı zamanda söz konusu taşınmazdaki pasajda bulunan ortak alanlara müdahalede bulunduğu taleplerinin reddine, davacıların rahatsız oldukları durumun yaşanılan ilçedeki ısınma şeklinden kaynaklanan yöresel bir sorun olması nedeniyle katlanılabilir hoşgörü sınırları içerisinde kalan bir rahatsızlık olduğu kanaatine varılarak, davacıların subjektif katlanılamazlığına ilişkin iddiaları dinlenmeyerek talebin reddine, projeye aykırılık tespit edilerek bu değişikliğe ilişkin tüm kat maliklerince alınmış bir karar ve bu karara göre yapılmış ve onaylatılmış bir değişiklik projesi de bulunmadığı, bu nedenle davalı tarafından yapılan tadilat ve değişikliklerin belediyece onaylı mimari projeye aykırı olması nedeniyle projeye aykırılığın giderilerek taşınmazın eski hale getirilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ayrı ayrı parseller üzerinde kurulu bulunan anataşınmazlarda el atmanın önlenmesi ve eski hale getirilmesi ile zararın giderilmesi ve tazmini istemine ilişkindir.
Dava konusu taşınmazın 146 ada 12 ve 14 nolu parsellerdeki binaların zemininde bitişik olması, bu bağımsız bölümlerin ayrı parseller üzerinde olduğu gerçeğini değiştirmez ve her bağımsız bölüm hakkında tek ve aynı dilekçe ile dava açılmış olması da sulh hukuk mahkemesini görevli hale getirmez. Kat Mülkiyeti Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin 5711 sayılı Kanunun 22. maddesi ile Kat Mülkiyeti Kanununun 66. ve devamı maddelerinde düzenlenen Toplu Yapılara İlişkin Özel Hükümler uyarınca anataşınmazlarda toplu yapı yönetimine geçilmediği de dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu nedenle uyuşmazlığa Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin değil, genel hükümlerin uygulanması gerekmektedir. Buna göre görev hususu da genel hükümler uyarınca tayin edilmelidir.
Hukuki uyuşmazlıklarda asliye hukuk mahkemelerinin görevi asıl, sulh hukuk mahkemesinin görevi ise istisnadır. Özel bir kanun hükmü ile açıkça sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen bütün dava ve işler asliye hukuk mahkemesinde görülür. Bu durumda mahkemece, davada asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 03/10/2017 günü oybirliği ile karar verildi.