16. Hukuk Dairesi 2017/58 E. , 2017/1003 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "taşınmaz başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi, taraf tanıkları, fen ve ziraat bilirkişilerinin katılımı ile yeniden keşif yapılması, yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmazın tespit günü itibariyle fiilen kim veya kimler tarafından, ne zamandan beri, ne şekilde kullanıldığı konusunda maddi olaylara dayalı bilgi alınması, beyanlar arasında aykırılık bulunması halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılarak çelişkinin giderilmeye çalışılması, ziraat bilirkişisinden taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile ilgili taşınmazın fotoğraflarını da içerir bilimsel verilere dayalı rapor alınması, fen bilirkişisine keşfi izlemeye elverişli harita düzenlettirilmesi, daha sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 109 ada ... parsel sayılı ... adına kayıtlı taşınmazın davacıların kullanımında olduğunun tespiti ile beyanlar hanesine; taşınmazın 1985 yılından beri ... ... mirasçıları ..., ..., ..., ..."ın kullanımında olduğu şerhinin yazılmasına, karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla davanın tarafları yararına usuli kazanılmış hak oluşacağı gibi, mahkemeye de bozma ilamı doğrultusunda işlem yapma zorunluluğu doğar. Bu ilke kamu düzenine ilişkindir. Bozma ilamında; keşifte yerel bilirkişi dinlenilmediği ve davacı tanıklarının taşınmazın tarla olarak kullanıldığı yönündeki beyanları ile fen bilirkişinin taşınmazın ekili-dikili olmadığı ve sınırlarının belirgin olmadığı yönündeki raporunun çeliştiği açıklanarak tespit günü itibariyle dava konusu taşınmazın davacının fiili kullanımında bulunup bulunmadığının belirlenmesi gereğine değinilmiştir. Bozma sonrası yapılan keşifte her ne kadar dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklar tespit tarihinden öncesinde dava konusu taşınmazın tarla vasfı ile davacının kullanımında olduğunu doğrulamış iseler de, keşif sonucu hazırlanan ziraat bilirkişi raporunda taşınmazın köprü inşaatı nedeniyle doğal yapı ve topoğrafyasının bozulması nedeniyle kullanım durumuna yönelik değerlendirme yapılamadığı beyan edilmiştir. Bu haliyle mahalli bilirkişi ve tanık sözleri uzman zirai bilirkişi raporu ile desteklenmemiş, bozma ilamında değinilen çelişki taşınmazın zemininde değerlendirme yapılamadığı halde, hava ve uydu fotoğraflarından yararlanılarak giderilmemiş, taşınmazda davacının fiili kullanımı bulunup bulunmadığı somut ve denetime elverişli şekilde ortaya konulmamıştır. Eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilmez. Hal böyle olunca, öncelikle dava konusu taşınmazın tespit gününe en yakın tarihli uydu ve hava fotoğrafları getirtilerek dosya ikmal edilmeli, bundan sonra anılan fotoğraflar üzerinde uzman harita mühendisi bilirkişiye inceleme yaptırılarak tespit tarihi itibariyle taşınmazın niteliği ve dava konusu taşınmazda tespit gününden önce fiili kullanım bulunup bulunmadığı hususlarında denetime elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, ....02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.