Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/4965
Karar No: 2015/6213
Karar Tarihi: 01.10.2015

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/4965 Esas 2015/6213 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2015/4965 E.  ,  2015/6213 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Babaeski Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
    TARİHİ : 03/02/2015
    NUMARASI : 2014/64-2015/45

    Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, davalı kooperatifin 30.12.2013 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısına çağrının usulüne uygun yapılmadığını, müvekkilinin toplantıya usulüne uygun olarak çağrılmadığını, bu hususun anasözleşme hükümlerine ve iyiniyet esaslarına aykırılık teşkil ettiğini, tasfiye kurulu başkanı Ş... ve üye D.... ortaklardan genel kurul kararı olmadan aidat topladıklarını, bu aidatları hesaplara intikal ettirmediklerini, kooperatifin elektrik ve su aboneliğinin kapanmadığını, Babaeski Vergi Dairesi"ne Harita ve Kadastro mühendisinden kesilen stopaj ve diğer kesintilerin ödenmediğini ileri sürerek, 30.12.2013 tarihli genel kurul toplantısında alınan tüm kararların iptaline, aksi düşünülür ise 5, 6, 7 ve 8 nolu kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı kooperatif temsilcisi, genel kurul toplantısının davacının bilgisi dahilinde yapıldığını, davacının dilekçe sunduğunu, kooperatifin amacına ulaştığını, yapı kullanım belgesi alıp tapuların çıkarıldığını, Ticaret Sicil Gazetesi"nde ilanının yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; 7 ortaklı kooperatif üyelerinden 6"sının toplantıya çağrıldığı, davacı ortağın usulüne uygun çağrılmadığının anlaşıldığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin 13.09.2014 gün ve 2003/13811 Esas, 2004/ 8127 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, salt çağrıda usulsüzlüğün genel kurulda alınan kararların sırf bu nedenle iptalini gerektirmediği, çağrılmayan ortağa sadece iptal davası açma hakkı verdiği, alınan kararların kanuna, anasözleşmeye ve iyiniyet esaslarına aykırı olup olmadığının, tek tek incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, somut olayda anasözleşmenin 33. maddesinde görüşme ve karar nisabının düzenlendiği, kooperatif 7 ortaklı olup genel kurulunun 4 ortak ile toplandığı, kararların oybirliği ile alındığı, toplantı ve karar nisabının sağlandığı; kanuna, anasözleşmeye, iyiniyet kurallarına aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-Dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
    1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi, çağrılmama, çağrının usulsüzlüğü, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmemesi veya toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddialarına, toplantıya gelmeyen ortaklar dayanabileceklerinden, ret oyu ve muhalefet şerhi koşulu bu kişiler için aranmaz ise de, dava toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılmalıdır. Bu iddialara dayanmayan üyelerin, kararların yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmesi için, toplantıya katılması, ret oyu vermesi ve karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi ve davanın toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılması gerekmektedir. Diğer anlatımla, toplantıya katılan ortaklar ret oyu kullanıp, alınan kararlara muhalif kalarak, keyfiyeti tutanağa geçirdikten sonra kararın yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğu iddiasıyla iptali için toplantıyı kovalayan günden başlamak üzere bir ay içinde dava açabilir. Ancak, anılan hüküm uyarınca, genel kurul toplantısına katılmaya yetkili olmıyan kimselerin toplantıya ve karara katılmış bulunmaları halinde alınan kararların yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı oldukları ileri sürülerek iptalleri için açılacak davada genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmaz ise de, bir aylık hak düşürücü süre içinde davanın açılması zorunludur. Oylama sonucuna etkisi olabilecek kişiler, somut olayda iddia edildiği gibi, toplantıya katılmaması gerekip te katılan ve olumlu oy kullanan kimseler olup, davalı kooperatif bu iştirakin toplantı ve karar nisabına müessir olmadığını ispatlarsa, bu katılım sonuca etkili olmayacağından, bu halde iptal isteminin aynı madde uyarınca reddi gerekir. Diğer anlatımla, katılmaması gerekenlerin toplantıya ve karara katılması, toplantı ve karar nisabını etkiler ise butlan nedeni değil, iptal nedenidir.
    Öte yandan, tasfiye halindeki davalı kooperatifin genel kurullarında 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 81/4. maddesinde anasözleşmeye atıf yapılmış olup, anasözleşmenin 84/9. maddesinde, tasfiye sürecinde dahi anasözleşmenin 33/1. maddesinin uygulanacağı öngörülmüş olduğundan, kayıtlı ortak sayısının en az 1/4"ü kadar ortağın toplantıda hazır bulunması şarttır. Kararlar anasözleşmenin 33/2. maddesi uyarınca oylama sırasındaki mevcudun yarıdan fazlasının oyu ile alınır.
    Yönetim kurulu üyeleri 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 50/1, anasözleşmenin 24/5. maddesi uyarınca kendi ibralarında oy kullanamazlar ise de, genel kurulda bilanço, gelir-gider tabloları ile ibra ayrı ayrı oylandığından, anasözleşmenin 36/1. maddesindeki ""Bilançonun tasdikine ilişkin genel kurul kararı, yönetim ve denetim kurulunun ibrasını da kapsar."" hükmünün koşulları gerçekleşmemiş olup, bilançonun tasdikine dair kararın görüşmesine ve oylamasına yönetim kurulu üyelerinin katılma ve oy kullanma yasağı bulunmamaktadır. İbra konusundaki karar bakımından, anasözleşme hükmü uyarınca tasfiye halinde dahi aranan toplantı nisabının hesabında, oydan yasaklı olanların öncelikle anılan sayıdan düşülmesi ve ona göre toplantı nisabının hesabı cihetine gidilmesi gerekir. Oy hakkından yoksun paylar toplantı nisabının oluşumunda gözönünde tutulmazlar. Eğer bu paylar oluşmaksızın toplantı nisabı oluşmuyorsa o toplantıda alınan kararlar geçersizdir. (Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku, Güncelleştirilmiş 9. Bası, s.345) Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin 27.01.2006 tarih ve 2005/134 E., 2006/315 K; 10.02.2009 tarih ve 2007/6893 E., 2009/1519 K. sayılı kararları da aynı yöndedir.
    Dosya kapsamından, dava konusu genel kurulun 2. maddesinde divan heyetinin oybirliğiyle seçildiği, 5. gündem maddesinde bilanço, gelir ve gider tablolarının okunduğu, söz alan olmadığı, 6. maddesinde okunan raporların müzakereye açıldığı, söz alan olmadığı, 7. maddede tasfiye yönetim kurulunun oybirliği ile ibra edildiği, tasfiye sonu bilanço gelir-gider tablolarının oybirliği ile onaylandığı, 8. maddede kooperatifin oybirliği ile terkin edilmesine karar verildiği, toplam 7 ortaklı kooperatifte toplantıya davacı dışındaki ortakların imzaları alınarak çağrıldığı, hazirun cetveline göre ortaklardan Şemsettin Karanfil, Dilaver Avcı ve Saban Yaman"ın asaleten, Üçel Tarım Ürünleri Ltd. Şirketi"nin ise vekaleten katıldığı, katılanlardan Dilaver Avcı ve Şemsettin Karanfil"in tasfiye yönetim kurulu üyeleri ve tasfiye memurları oldukları, yönetim kurulunun diğer üyesi Tarık Bağrıvatan"ın katılmadığı anlaşılmaktadır. Toplam 7 ortaklı davalı kooperatifte, 4 ortağın toplantıya katıldığı, ibra oylamasında toplantıya katılmaması ve oy kullanmaması gereken Dilaver Avcı ve Şemsettin Karanfil"in dışında kalan 2 ortağın toplantıya katılımı ve oybirliği ile aldığı kararda, toplantı ve karar nisabının oluştuğu, diğer anlatımla katılmaması gerekenlerin toplantı ve karar nisabına bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
    Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2- Davacı vekilinin, tasfiye sonu bilanço ve gelir gider tablolarının onaylanmasına yönelik 7. maddesindeki karara yönelik temyiz itirazlarına gelince; Anasözleşmenin 36/2. maddesindeki ""Denetim raporunun okunmasından önce bilanço ile hesapların kabulü hakkında verilen kararlar geçerli değildir."" hükmüne uyulmadığından, diğer anlatımla denetim raporu okunmadığından, dava konusu anılan kararın iptaline karar verilmesi gerekirken, davanın bu karar yönünden de reddi doğru olmamıştır.
    3- Davacı vekilinin ibra kararının (nisap dışında kalan) esasına ve kooperatifin terkinine yönelik alınan karara yönelik temyiz itirazlarına gelince; Anayasa"nın 141/3. maddesi uyarınca, bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılmalıdır.
    Dava tarihinde yürürlükte olan HMK"nın 297/1-c maddesi uyarınca, hükmün tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerekir. Kararlarda bulunması gereken gerekçeler sayesinde taraflar, hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilecekleri gibi, karar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da HUMK"nın 428. maddesi uyarınca Yargıtay incelemesi sırasında ancak bu gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı saptanabilecektir. Diğer bir anlatımla, Yargıtay denetimi ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir. Açıklanmaya çalışıldığı üzere, mahkemece, tarafların tüm delilleri açıkça değerlendirilerek davanın hangi gerekçeyle reddedildiğinin karara yansıtılması gerekirken, yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması, Anayasa"nın 2. maddesinde düzenlenen hukuk devleti ilkesini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkını ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkını ihlâl edecektir.
    YHGK"nın 07.12.2011 tarih ve 15-708 E., 737 K. sayılı ilamında açıklandığı üzere; gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden (re"sen) araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar (Kuru, Baki/Arslan, Ramazan/ Yılmaz, Ejder; Medeni Usûl Hukuku Ders Kitabı 6100 sayılı HMK"na Göre Yeniden Yazılmış, 22 Baskı, Ankara 2011, s.472). Hakim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendini denetler. Üst mahkeme de, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz (A.g.e., s. 472).
    1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 53. maddesi uyarınca, genel kurul toplantısına kendisinin toplantıya çağrılmadığını iddia eden ortağın, alınan kararların yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu ileri sürerek, iptali için açtığı davada, genel kurulda alınan kararlara ret oyu verme ve muhalefette bulunmuş olma şartı aranmaz. Kooperatiflerde genel kurul toplantısına çağrının usulsüz yapılması veya yapılmaması halinin müeyyidesinin bu toplantıda alınan kararların yokluğu mu, yoksa iptal edilebilirliği mi olduğu hususu Türk ve yabancı doktrinde tartışmalı olup, çoğunluk düşüncesi, hukuki işlemlere güvenlik getirme amacı da dikkate alınarak bu nevi sakatlıkların müeyyidesinin iptal edilebilirlik olduğu yönündedir.
    Dairemizin yerleşik uygulamasına göre, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 45/2. ve anasözleşmenin 28. maddeleri emredici nitelikte ise de, aynı Yasa"nın 53. maddesinde çağrıda usulsüzlük halinin genel kurula bu nedenle katılamayan ortaklara bu toplantıda alınan kararların iptali davası açma hakkı verildiğine göre, kanun koyucunun çağrıda usulsüzlük halinde bunun müeyyidesini butlan olarak kabul etmediği anlaşılmaktadır.
    Çağrının usulsüzlüğünü iddia eden taraf, genel kurul toplantısında alınan kararların yasaya, anasözleşmeye veya iyiniyet kurallarına aykırılık iddialarından birine ya da hepsine dayanması ve iddiasını ispat etmesi zorunludur. Çağrıdaki usulsüzlük, alınan kararların salt bu nedenle iptali ya da butlanı sonucunu doğurmamakta, çağrılmayan ortağa sadece iptal davası açma hakkı vermektedir. Alınan kararların kanuna, anasözleşmeye ve iyiniyet esaslarına aykırı olup olmadığı, tek tek incelenip, sonucuna göre karar verilmelidir.
    Mahkemece bu ilke, hükmün gerekçe bölümünde isabetli olarak belirlenmesine rağmen, davacının, tasfiye kurulu başkanı ve üyesinin, genel kurul kararı olmadan aidat topladığı, kooperatifin borçlarının bulunduğu, bu aidatları hesaplara intikal ettirmedikleri, kooperatifin elektrik ve su aboneliğinin kapanmadığı, vergi dairesine olan borcun ödenmediği, bu durumda tasfiye kurulunun anasözleşmenin 84. maddesine uygun hareket etmediği, tasfiye görevini yerine getirmediği, borçlar varken kooperatifin terkini ve ibra yönünde karar verilemeyeceği yönündeki iddiası ile ilgili herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmamış, bu yönde denetime elverişli bir gerekçe oluşturulmaksızın, soyut "kanuna, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırılık bulunmadığı" gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
    Bu durumda mahkemece, HMK"nın 297/1-c maddesi hükmü de gözetilerek, davacının ibraya ilişkin 7. ve kooperatifin terkin edilmesine yönelik 8. maddedeki kararın kanuna, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil ettiği yönündeki iddiası ile ilgili hükmün, denetime elverişli şekilde dayanak ve delillerinin gösterilmemesi nedeniyle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi