3. Hukuk Dairesi 2016/10131 E. , 2017/599 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması, mümkün olmadığı takdirde azaltılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, karar sayılı ilamıyla davalı lehine 500,00-TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, boşanma davasından sonra kalp rahatsızlığına yakalandığını, sağlık sorunları nedeniyle çalışamadığını ve ailesinin desteğiyle geçindiğini, davalının çalışmaya başladığını, ekonomik durumunun iyi olduğunu, boşanma sonrası davalının yoksulluğa düşmediğini, yoksulluk nafakası ödemesinin hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek yoksulluk nafakasının kaldırılmasına aksi takdirde azaltılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, taraflar arasındaki boşanma davasının kesinleşmediğini, evi olmadığını, ailesinin yanında kaldığını ve destekleri ile geçindiğini, çalışmış olsa bile yoksulluğunun devam ettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davalının son dönemde belirlenen asgari ücretten daha az bir gelirinin bulunduğu, bu durumun kendisini yoksulluktan kurtaramayacağı anlamına gelmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının 400,00-TL"ye indirilmesine, yoksulluk nafakasının davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, hükmedilen yoksulluk nafakasının her yıl ayının 8. gününde bir önceki ay için açıklanan oranında arttırım yapılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Türk Medeni Kanunu"nun 176/3.maddesinde; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla nafakanın kaldırılacağı; 176/4.maddesinde ise, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irad biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın artırılması yada azaltılmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir. Anılan maddelerde yoksulluğun hukuksal kavramı tanımlanmamış ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 2-656 E.-688 K.sayılı kararında yeme, giyinme, barınma, sağlık ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edileceği belirtilmiştir.
Yine; Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını imkansız kılan bir olgu olarak kabul edilmediği gibi, yoksulluğu ortadan kaldıracak bir gelir seviyesi olarak kabul edilmemektedir
Dosyanın incelenmesinde; davacının taksici olduğu, 1.000,00 TL civarı gelirinin bulunduğu, annesine ait evde kira vermeden ikamet ettiği, 2 çocuğu için 300,00 TL nafaka ödediği, davalının ise fabrikada işçi olduğu, 1.000,00 TL gelirinin bulunduğu, ailesine ait evde ikamet ettiği anlaşılmaktadır
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ihtiyaçları ve harcamaları dikkate alındığında, mahkemece yoksulluk nafakasından indirim yapılmasına dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş, ancak davalının mali durumunun olumlu yönde değiştirdiği dikkate alındığında nafakada daha fazla oranda indirim yapılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3- Ayrıca hükmedilen nafakanın yıllık artış oranına ilişkin yerleşmiş Yargıtay Uygulamaları gözönünde bulundurularak "tarafından açıklanan " oranında artışına hükmedilmesi gerekirken "" oranında artırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.