9. Hukuk Dairesi 2015/1845 E. , 2015/7276 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı ve davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı şirkete ait işyerinde 04/10/2000 tarihinde işe başladığını, iş akdinin 01/08/2009 tarihinde sona erdiğini, işverenin kendisine "Hak etmiş olduğun 6.630,90 TL kıdem tazminatı taksitler halinde ödenecek..." demesine rağmen, banka aracılığıyla ödenen 360 TL dışında başkaca bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, ödenmeyen kıdem tazminatı alacağını talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının talep ettiği kıdem tazminatının tamamının banka aracılığıyla davacıya ödendiğini, bu konuda taraflar arasında ibra sözleşmesi imzalandığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının kıdem tazminatına hak kazandığı, davacıya ödenmesi gereken kıdem tazminatının işveren tarafından tam olarak ödenmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 18/02/2014 tarih ve 2014/3207 E-2014/5003 K. sayılı kararı ile bozulmuştur. Bozma ilamında özetle, dosyada mevcut ibra sözleşmesi (ibraname) konusunda tarafların beyanlarının tespit edilmesi, kıdem tazminatı ödemesine ilişkin belgelerin celbedilmesi ve özellikle ibranamede kıdem tazminatı ödemesinin brüt olarak yapıldığı yazılı olduğundan, bu ödemeye ilişkin vergi kesintilerini gösteren belgelerin işverenden istenerek, davacının talep ettiği kıdem tazminatının ödenip ödenmediğinin tam olarak saptanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmuş ve yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu bağlamda, ibranamede belirtilen kıdem tazminatı miktarının işveren tarafından davacıya ödendiği kabul edilmiş ve bu miktar bilirkişi tarafından hesaplanan kıdem tazminatından mahsup edilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı asil ile davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazları ile davacının aşağıda gösterilen bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının hak kazandığı kıdem tazminatı alacağının işveren tarafından tam olarak ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda, davacı davalı şirkete ait işyerinde 04/10/2000 tarihinde işe başladığını, iş akdinin 01/08/2009 tarihinde sona erdiğini, işverenin kendisine "Hak etmiş olduğun 6.630,90 TL kıdem tazminatı taksitler halinde ödenecek..." demesine rağmen, banka aracılığıyla ödenen 360 TL dışında başkaca bir ödeme yapılmadığını ileri sürmüştür.
Davalı ise davacının hak kazandığı kıdem tazminatının eksiksiz olarak banka aracılığıyla ödendiğini savunmuştur.
Mahkemece, bozmadan sonra yapılan yargılama aşamasında ibraname konusunda davacı asilin beyanları tespit edilmiştir. Davacı ibraname konusunda, ibranamedeki imzanın kendisine ait olduğunu, işverenin kendisine "Hak etmiş olduğun 6.630,90 TL kıdem tazminatı taksitler halinde ödenecek..." demesine rağmen, banka aracılığıyla ödenen 360 TL dışında başkaca bir ödeme yapılmadığını söylemiştir.
Yine bozmadan sonra yapılan yargılama aşamasında mahkeme bozma ilamı gereği, davalı işverenden kıdem tazminatı ödemesine ilişkin vergi kesintisi belgelerinin dosyaya sunulmasını istemiş ancak davalı tarafından bu konuda bilgi ve belge sunulmamıştır. Bu konuda davalı vekili kıdem tazminatı ödemesinin banka aracılığıyla yapıldığını beyan etmiştir.
Dosyada mevcut banka kayıtlarının incelenmesinde, davacının ödendiğini söylediği 360 TL dışında davacıya yapılan başkaca bir kıdem tazminatı ödemesine rastlanmamıştır.
Mahkemece, ibranamenin hile ile ya da tehdit altında imzalatıldığını davacının ispat edemediği, bu nedenle ibranamenin geçerli olduğu, ibranamede ödendiği belirtilen miktarın hesaplanan alacaktan mahsup edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Yukarıda yapılan tespitler ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, işveren tarafından ödendiği savunulan kıdem tazminatının, ibranamede brüt olarak ödendiğinin yazılı olduğu, brüt olan bu alacağın davacıya ödenmesinden önce işveren tarafından vergi kesintisi (damga vergisi) yapıldıktan sonra net miktarın davacıya ödenmesi gerektiği, işveren tarafından vergi kesintisi yapıldığına dair bilgi ve belge sunulmadığı, işveren ödemenin banka aracılığıyla yapıldığını savunmuşsa da dosyada mevcut banka kayıtlarının incelenmesinde, davacının ödendiğini söylediği 360 TL dışında davacıya yapılan başkaca bir kıdem tazminatı ödemesine rastlanmadığı, davalının ibranamede belirtilen miktarın ve bu bağlamda davacıya kıdem tazminatının eksiksiz olarak ödendiğini ispat edemediği açıkça anlaşılmıştır.
Bu nedenle, mahkemece ödendiği davacının da kabulünde olan 360 TL"nın hesaplanan kıdem tazminatından mahsup edilerek kalan kısmın hüküm altına alınması gerekirken, ibranamede yazılı miktarın hesaplanan kıdem tazminatından mahsubu ile kalan kısmın kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.