Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1497
Karar No: 2017/3275
Karar Tarihi: 01.06.2017

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/1497 Esas 2017/3275 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/1497 E.  ,  2017/3275 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 10/06/2015 tarih ve 2015/281-2015/338 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 30.05.2017 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. E... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin ... ile birlikte 1996 yılında davalı şirketi kurduklarını, ancak anılan ortağın ortaklığın devamı sırasında güvenilmez davranışlarda bulunduğunu, müvekkili adına sahte imzalar atmak suretiyle aldığı kararlar nedeniyle ... Ağır Ceza Mahkemesi"nde yargılanarak evrakta sahtekarlık suçundan cezalandırıldığını, bu arada anılan ortağın şirketteki bir kısım payını karısına devrederek şirketi kendi istediği gibi idare etmeye başladığını, 01.08.2003 tarihinde usulsüz olarak sermayenin artırılması kararı aldıklarını ve yine usulsüz olarak yapılan 28.11.2006 tarihli toplantıda müvekkili hakkında ortaklıktan çıkarma kararı alındığını, ancak bu kararın iptalinin gerektiğini, ..."nun ceza mahkumiyeti uyarınca şirket müdürü gibi işlemde bulunarak toplantı çağrısına yetkili olmadığını ve müvekkiline anılan toplantı için usulüne uygun olarak çağrı yapılmadığını, dava konusu ortaklıktan çıkarma kararının iyi niyet esaslarına aykırı olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin 28.11.2006 tarihli genel kurul kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının sermaye artırımına ilişkin borcunu yerine getirmediğinden ortaklıktan çıkarıldığını, buna ilişkin 3 aylık hak düşürücü sürede dava açılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, tarafların 29/01/1996 tarihinde ... Ltd. Şti"yi kurdukları, şirketin 22/03/1996 tarihinde tescil edilerek hükmi şahsiyet kazandığı, davacının %35 (7 pay), ..."nun ise %65 (13 pay) oranında sermaye payının bulunduğu, sözleşmede şirketi temsil ve ilzama 3 yıl için ortak ..."nun yetkili kılındığı, davacının 23/05/2001 tarihinde ticaret sicile tescil edilerek ilan edilen ve ortak ..."nun yetkili kılındığı ortaklar kurulu kararı altındaki imzanın kendisine ait olmadığını iddia ettiği, bu ortaklar kurulu kararının iptali yönünde davacı tarafça açılan bir davanın bulunmadığı, ancak 11/05/2001 tarihli bu karara ilişkin olarak evrakta sahtecilik suçundan ortak ..."nun cezalandırılması talepli olarak ... Ağır ceza Mahkemesi"ne dava açıldığı, ... Ağır Ceza Mahkemesi"nin yargılaması sonunda ..."nun evrakta sahtecilik suçundan cezalandırılmasına karar verildiği verilen kararın 5237 sayılı TCK hükümlerinin değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca geri çevrildiği, mahkemece 2005/193 esas sırasına kaydedilen dosyada yapılan yargılama sonrasında ..."nun evrakta sahtecilik suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, ilgili kararın CMK. nın 231. maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının şartlarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi açısından bozulduğu, mahkemece ..."nun evrakta sahtecilik suçundan cezalandırılmasına dair verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, ortak ..."nun 1 pay hissesini ... 3. Noterliği"nin 07/08/2003 tarihi 9321 yevmiye nolu işlemi ile ..."na devrettiği, dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 520. maddesine göre; limited şirket pay devrinin geçerli olabilmesi için noterde sözleşme yapılması, ortaklardan en az dörtte üçünün devre muvafakat etmesi ve bunların esas sermayesinin en az dörtte üçüne sahip olması ve şirket pay defterine kaydedilmesinin gerektiği, somut olayda hisse devrinin noterde düzenlenen sözleşme ile yapıldığı ve hisse devrinin pay defterine kaydedildiği anlaşılmakla davacı tarafın pay devrinin usulsüz olduğuna dair iddiasının yerinde olmadığı, davacının ortaklıktan çıkartılmasına ilişkin 10/11/2006 tarihli kararın usulüne uygun olarak verilip verilmediği hususunda yapılan incelemede ise; davacının 15/01/2003 tarihinde diğer ortak ... aleyhine, şirketin sahibi olduğu ve üzerinde şirketin işlettiği pansiyon olan taşınmazın hisseleri oranında taksimine, olmadığı takdirde satışına karar verilmesi talepli olarak dava açtığı, davanın 11/03/2003 tarihinde reddine karar verildiği, bunun üzerine davacı tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesi"ne 22/04/2003 tarihinde ortaklar arasında anlaşmazlık yaşandığını, kendisinin eşyalarının diğer ortak tarafından ..."a gönderildiğini bildirerek ortaklar arasında zuhur eden olaylardan ötürü hissesini nakde dönüştürmek istediğini belirterek şirketin tasfiyesi talepli dava açtığı, davanın 2003/237 esas sırasına kaydedildiği, davalı şirketin 21/08/2003 tarihli toplantısında sermayeyi 500,00 YTL"den 5000,00 YTL"ye artırma kararı aldığı, davacının yokluğunda verilen 18/11/2003 tarihli ortaklar kurulu kararıyla da davacı ortağın ortaklıktan çıkartılması için dava açılmasına karar verildiği ve davalı şirket tarafından 01/06/2004 tarihinde davacı aleyhine TTK.551/3 maddesi gereğince ortaklıktan çıkarılma talepli dava açıldığı, davanın 2004/185 esas sırasına kaydedildiği ve dosyanın 28/12/2004 tarihinde 2003/237 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, ilgili dosyaların halen 2015/231 esas sırasında yargılamasına devam edildiği, davacının bu dosyada yapılan yargılama sırasında ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin kararlar ve şirkete başka bir ortak alınmasına ilişkin kararlardan haberdar olduğu ve iptali hususunda yargı yoluna başvurmadığı, yargılama devam ederken davalı şirket tarafından ... 3.Noterliği"nin 24.08.2006 tarih ve 17059 yevmiye nolu ihtarnamesiyle ortaklar kurulunun 21/08/2003 tarihli toplantısında sermayenin 500,00 YTL"den 5000,00 YTL"ye artırması kararı alındığının, davacının şirkete olan sermaye borcunu 15 gün içerisinde şirkete ödenmesinin ihtar olunduğunu, bu ihtarnamenin davalıya 01.09.2006 tarihinde tebliğ edildiği, ardından ... 3. Noterliği"nin 25.09.2006 tarih ve 19193 yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalının şirkete olan sermaye borcunu 15 gün içerisinde şirkete ödenmesinin ihtar olunduğu, bu ihtarnamenin de 16/10/2006 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, bu itibarla ihtarnamelerin TTK"nın 602 (mülga TTK 529) maddesinde aranan koşulları taşıdığı, bu itibarla ortaklar kurulunun 10/11/2006 tarihli davacının ortaklıktan çıkartılmasına ilişkin kararının yerinde olduğu, davacının 2003/237 esas sayılı dosyada taraf olduğu ve 10/11/2006 tarihinde ortaklar kurulunun aldığı karardan önceki kararlar konusunda bilgisinin bulunduğu, bu hususların ilgili dosyadaki dilekçelerinden de anlaşıldığı ancak davacının öğrenme tarihinden itibaren süresi içerisinde açılmış bir davasının bulunmadığı, bir dava dilekçesi ile alınan tüm kararların iptali şeklinde dava açılamayacağı, davacı vekilinin ağır ceza mahkemesinin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını gerekçe göstererek tüm kararların yoklukla malul olduğunu iddia ettiği ancak ilgili kararın sadece ortaklar kurulunun 11/05/2001 tarihli kararına ilişkin olduğu, diğer ortaklar kurulu kararlarının incelenmesinde ise davacının toplantılara katılmadığının yazıldığı, davacının iptal taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, davacının ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin olarak alınan ortaklar kurulu kararının iptali istemine ilişkindir.
    Somut olaya uygulanması gereken 6762 sayılı TTK"nın 529/2. maddesi "Noter marifetiyle ve onbeş günden aşağı olmamak üzere tayin edilecek müddetlerle iki defa yapılan ihtara rağmen sermaye koyma borcunu ödemeyen ortak şirketten çıkarılabilir. Çıkarılan ortağın ödemediği borçtan dolayı mesuliyeti eskisi gibi devam eder." şeklinde düzenlenmiş olup, davacıya gönderilen ihtarnamelerde sermaye koyma borcunun yerine getirilmemesi halinde ortaklıktan çıkarılmasına karar verileceğine ilişkin ihtar bulunmadığı, dolayısıyla kanunda aranan ihtarname şartının gereği gibi yerine getirilmediği, bu itibarla davacı hakkında şirketten çıkarma kararı verilemeyeceği nazara alınmaksızın davanın reddi doğru olmamış, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 01/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi