"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ergani Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi"nce davanın reddine dair verilen 30.9.1999 gün ve 1997/397 E. 1999/566 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9.Hukuk Dairesi"nin 7.3.2000 gün ve 2000/20 E. 2710 K. sayılı ilamiyle;
(....1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı özelleştirme işlemlerinden çok önce çalışmaya başlamış 13 yıl 11 ay 20 günlük çalışmadan sonra 18/12/1997 tarihinde 1475 sayılı yasanın 17/II.maddesine dayanılarak hizmet akdi davalı işveren tarafından sonra erdirilmiştir.
Davacı feshin haksız olduğunu iddia ederek ihbar ve kıdem tazminatı isteğinde bulunmuş, mahalli mahkeme feshin haklı olduğunu kabul ederek anılan taleplerin reddine karar vermiştir.
Aktin feshine neden olan olay şirket sahiplerinden Kemal Uzan"a yapılan 17/12/1997tarihli yazıya Ek-I-b listesine, bu listeye ekli tutanaklara konu malzemelerin askeri birlik ve köy muhtarlıkları (cami tamiri için) na verilmesidir.
Davacıya ait sicil dosyası incelendiğinde yüksek tahsili, uzun yıllar işyerinde gösterdiği başarılı çalışmalarla genel müdür vekilliğine kadar yükselmiş vasıflı bir elaman olduğu anlaşılmaktadır.
İşyeri Diyarbakır-Erganidedir. Olağanüstü hal bölgesinde bağış yapılan askeri güçlerin ihtiyaç ve fedakarlıkları izaha dahi gerek duyulmayan ve herkesce bilinen bir gerçektir. Bölgenin özel şartları gözönünde bulundurularak olaylar değerlendirilmelidir. Güvenliğin son derece hassas olduğu bölgede bulunan ve büyük bir sanayii kuruluşu olan işyerinin sağlıklı şekilde üretimine devam edebilmesi için bölgede güvenliği sağlayan askeri birliklerle yakın ilişki ve yardımlaşma içinde bulunması muhakkaktır. Aynı şekilde halkla yakın ilişkilerde önemlidir. Halkla ilişkilerin en etkili yolu cami gibi ibadet yerlerine yapılan yardımdır.
İşyerinin genel müdür vekili olan davacının işyerinin selameti için işverenin menfaatlerini koruyabilmek amacıyla iyiniyetli olarak askeri birlik ve ibadet yerlerine çimento, kömür ve hurda malzeme yardımında bulunduğunun kabulü gerekir. Davacı bu yardımları yaparken tutanaklarla durumu tesbit ettirmiş, gizli bir eylemde bulunmamıştır. Bu bağışlar nedeniyle bir menfaat temin ettiğide iddia edilmemiş, bu konuda hiçbir kanıtta sunulmamıştır. Genel müdür vekili olan davacının işyeri üst düzey yöneticisi olarak, işyerinin menfaatini gözeterek kamu kuruluşlarına, işyerinin kapasitesine göre çok cüzi sayılacak bağışlarda bulunması doğruluk ve bağlılıkla bağdaşmayacak bir eylem olarak kabul edilemez. Bu tür bağışlara yönetim kurulunun yetkili bulunduğuna dair bir belgede dosyaya sunulmuş değildir.
Yukarıda açıklandığı gibi işverenin feshi 1475 sayılı Yasanın 17/2-d maddesine uygun düşmemektedir. Zira fesih en ağır cezadır. Yıllarca en ufak bir cezaya maruz kalmayan davacının ard niyete dayanmayan, menfaat teminine matuf olmayan anarşinin yoğun olduğu olağanüstü bölgede bulunan işyerinin itibarını ve güvenini korumaya matuf olduğu gözlenen davranışlarının en ağır ceza ile tecziyesi yasal düzenlemeye uygun düşmediği gibi adalet ilkeleri ile de bağdaştırılamaz. Eylem bir cezayı gerektirse bile bu fesih olmamalıdır.
İşverenin haklarını kullanırken adil davranması gerekir. M.K.2.maddesi hükmü gereği her kes haklarını kullanmakta hüsniniyet kaidelerine riayetle mükelleftir. Bir hakkın sırf gayri izrar eden suistimalini kanun himaye etmez.
Açıklanan bu nedenlerle davacının ihbar ve kıdem tazminat isteklerinin kabulü gerekirken, mahkemece yazılı şekilde reddi hatalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu"nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 14.2.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.